Akbank, 2025 yılına kadar karbon nötr banka olacak.
Akbank, Enerjisa Enerji ile yaptığı iş birliği kapsamında 2021 yılında tüm şube ve ATM’lerinde kullandığı enerjinin yüzde 20’sini rüzgârdan elde edecek. 2025 yılına kadar karbon nötr banka haline gelmek için çalışmalarını sürdüren Akbank’ın Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik faaliyetlerinde önceliklendirecekleri dört değer alanı belirlediklerini söyledi.
Sürdürülebilirliği iş stratejilerinin bir parçası olarak gördüklerini belirten Binbaşgil, Akbank’ın önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik faaliyetlerinde önceliklendireceği dört değer alanı belirlediğini söyledi. Bu bağlamda Binbaşgil, sürdürülebilir finansman, insan ve toplum, ekosistem yönetimi ve iklim değişikliği alanlarında, kendilerine uzun vadeli hedefler koyduklarının altını çizdi. Binbaşgil, bu alanlardaki etkin, odaklı çalışmalar ile gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı arzu ettiklerini de sözlerine ekledi.
Bankacılık ekosistemi içerisinde sürdürülebilir bir dünyaya ulaşmaya katkı sağlayacak kaynaklara erişimi arttırdıklarını ifade eden Binbaşgil, bu kaynakların doğru yerlere yönlendirilmesi için yapılar kurup, ürün ve hizmetler tasarladıklarının da altını çizdi. Daha sürdürülebilir bir ekonomi için şirketlerin dönüşüm yolculuğunda onlara finansman sağladıklarını belirten Binbaşgil, bankacılık sektöründe sürdürülebilirlik alanında somut hedef veren öncü bankalar arasında olduklarını söyledi. Binbaşgil sözlerine şöyle devam etti: “2030 yılına kadar ülkemize 200 milyar TL sürdürülebilir kredi finansmanı sağlayacağız. Bu kredi hacmiyle orantılı olarak, bankamıza sağlayacağımız sürdürülebilirlikle ilintili finansmanı da 2030 yılına kadar artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, sürdürülebilir yatırım kategorisine giren yatırım fonları bakiyesini de 2030 yılına kadar 15 milyar TL’ye çıkarmayı taahhüt ediyoruz.”
Binbaşgil, finansal kaynaklara erişimi kısıtlı kesimler için ortaya koydukları ürün ve hizmetlerle finansal kapsayıcılığı iş modellerinin bir parçası haline getirdiklerinin altını çizdi. Binbaşgil sözlerine şöyle devam etti: “Yenilikçi bakış açımız sayesinde geleneksel bankacılık hizmetlerinin de ötesine geçiyoruz. Giderek dijitalleşen dünyada paydaşlarımızın mevcut veya henüz ortaya çıkmamış ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı ve etkin çözümler geliştiriyoruz. Dijital bankacılık bizim için müşteri deneyimini mükemmelleştirmeyi hedefleyen bir yaklaşıma ek olarak, finansal kapsayıcılığı geliştirmek için de önemli bir araç. Bu kapsamda, müşterilerimize sunduğumuz dijital ve yenilikçi ürün ve hizmetleri geliştirerek yaygınlaştıracağız. 2030 yılına kadar finansal açıdan güçlendirdiğimiz kişi sayısını artıracağız.”
İklim değişikliğinin, görmezden gelinmemesi gereken ciddi bir sorun olarak gördüklerini de belirten Binbaşıgil, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışmanın tüm şirketlerin sürdürülebilirlik önceliği olması gerektiği vurguladı. Binbaşıgil şunları söyledi: “Biz de bu kapsamda, operasyonlarımızdan kaynaklı salımları sıfırlayarak 2025 yılına kadar karbon nötr banka haline gelmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konudaki ilk önemli adımımızı, Enerjisa Enerji ile önemli bir iş birliği yaparak attık. 2021 yılında tüm şube ve ATM’lerimizde kullandığımız enerjinin yüzde 20’sini rüzgârdan elde edilen enerjiyle karşılayacağız.”
Diğer sektörlerden farklı olarak, finans sektörünün özellikle de çevre konusunda en büyük etkisinin finansman faaliyetleriyle ilgili olduğunu vurgulayan Binbaşgil, bu konuda sektörün önemli sorumluluğunun olduğunu söyledi. Binbaşgil sözlerine şöyle devam etti: “Biz de kredilendirme süreçlerimizde sürdürülebilirlik ilkelerini gözeterek bu alanda çevre ve sosyal kredi politikaları geliştiriyoruz. Bu kapsamda, kredi portföyümüzün iklim değişikliğine olan etkisini 2030 yılına kadar azaltacağız. Aynı şekilde iklim değişikliğinin kredi portföyümüz üzerindeki finansal riskleri ve etkilerini minimize etmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Küresel ölçekte meydana gelen gelişmelere paralel olarak da her yıl ilgili politikalarımızı gözden geçiriyoruz. Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme (ÇSED) programımızla, Kurumsal ve Ticari Bankacılık segmentlerinde yer alan müşterilerimize tahsis ettiğimiz kredileri, detaylı bir çevresel ve sosyal risk değerlendirmesine tabi tutuyoruz. Ayrıca, tüm KOBİ müşterilerimize yönelik yaptığımız çevresel ve sosyal risk değerlendirmesiyle sektör kredi uygulamalarından olumlu yönde ayrışıyoruz. KOBİ’lerimizin ekonomimizdeki ciddi payı düşünüldüğünde, daha sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş için bu segmente özel geliştirilen risk değerlendirmeleri büyük önem kazanıyor.”
Türkiye’nin geleceğine inanan bir banka olarak Türkiye için sürdürülebilir değer yaratmaya odaklandıklarını dile getiren Binbaşgil, hayata geçirdikleri uzun soluklu ve sürdürülebilir projelerle bu konudaki kararlılıklarını sürdüklerinin altını çizdi. Binbaşgil şunları söyledi: “Sürdürülebilir bir organizasyon olma yolundaki en önemli kaynağımız olan çalışanlarımızı tüm sürdürülebilirlik çalışmalarımızın parçası haline getirmeye özen gösteriyoruz. Bankamızın kültürünün önemli bir parçası olan çevresel ve toplumsal sorumluluklarımızın ışığında, toplumumuza artı değer sağlamak için çalışıyoruz. Geleceğin Türkiye’sini yaratmanın bankacılığın ötesinde bir sorumluluk olduğuna olan inancımızla; eğitim, girişimcilik ve kültür-sanat alanlarında da önemli projelere imza atıyoruz. Akbanklı Gönüllülerin liderliğinde ise toplumsal sorunlar için çözüm üretilmesine destek oluyor, ülkemizin geleceğine yönelik projeler geliştiriyoruz. Tüm yatırımlarımızı ve çalışmalarımızı ülkemizin ve yeni nesillerin geleceği için, uzun vadeli bir bakış açısıyla yapıyoruz. Sürdürülebilirlik alanında koyduğumuz hedeflerimiz de bu vizyonumuzun bir göstergesi.”