Avustralya’da 2050 yılına kadar net sıfır emisyonuna ulaşılması ancak yenilenebilir enerji kaynaklarında artış sağlanırsa mümkün olacak.
Avustralya Ulusal Üniversitesi (The Australian National University / ANU) uzmanları, Avustralya’nın emisyonların düşme oranınıyla 2050 yılının sonuna kadar net sıfır emisyona ulaşılamayacağı konusunda uyarıyor. Bununla birlikte, Avustralya’nın güneş ve rüzgar dağıtımının hızlandırılmasıyla 20 yıl içinde düşük veya negatif maliyetle yüzde 80 emisyon azaltımına ulaşabileceğini iddia ediyorlar.
Clean Energy Regulator’un en son resmi verileri, Avustralya’nın kişi başına güneş ve rüzgar enerjisini diğer tüm ülkelerden çok daha hızlı kurmaya devam ettiğini gösteriyor.
ANU Mühendislik Bölümü Profesörü Andrew Blakers, ağa daha fazla yenilenebilir enerjinin girmesinin Avustralya’nın elektrik emisyonlarını ve elektrik fiyatlarını düşürdüğünü söylüyor. Blakers şu bilgileri aktarıyor: “Kişi başına Avrupa, Çin, Japonya veya ABD’nden dört kat daha hızlı dağıtılan 2020’de yaklaşık yedi GW güneş ve rüzgar enerjisi eklendi.” Prof. Blakers ayrıca , güneş ve rügar enerjisi ile rekabet edemeyen doğal gazın da azaldığının altını çizdi.
Sanayi, Bilim, Enerji ve Kaynaklar Bakanlığı (Department of Industry, Science, Energy and Resources) verilerine göre, Avustralya’nın karbon emisyonları Eylül 2020’ye kadar yüzde 4,4 azaldı. Prof. Blakers, düşüşün büyük ölçüde elektrik sektöründe güneş ve rüzgarın konuşlandırılması ve salgının ulaşımdaki darbesinden kaynaklandığını söyledi. Bununla beraber Prof. Blakers, Avustralya’nın sıfır emisyon hedefiyle çok daha iddialı olmak için ‘altın bir fırsata’ sahip olduğunu da sözlerine ekledi. Blakers şunları söyledi: “Fosil yakıt enerjisi, Avustralya’nın emisyonlarının yüzde 80’ine neden oluyor. Ortalama güneş ve rüzgar dağıtım oranını ikiye katlarsak, 2040 yılına kadar sıfır fosil enerjisine kolayca ulaşabiliriz.”
ANU İklim, Enerji ve Afet Çözümleri Enstitüsü Enerji Direktörü Profesörü Ken Baldwin ise geçen yıl toptan elektrik fiyatlarının önceki dört yılın ortalamasına göre yarı yarıya düştüğünü ve bunun da yüksek seviyelerde yeni güneş ve rüzgar enerjisine denk geldiğini söyledi. Bununla beraber Doç.Matthew Stocks, hükümetlerin yeterli elektrik iletimi ve enerji depolamasını sağlayarak, emisyonların güneş ve rüzgar enerjisinin gerisine düşmesini devam ettirebileceğini söyledi. Stocks “Avustralya, yüzde 100 yenilenebilir elektriği desteklemek için gerekenden yaklaşık 300 kat daha fazla olan 180 terawatt-saatlik birleşik enerji depolama potansiyeline ve 4.000 potansiyel pompalı hidro tesisine sahip.” dedi
Diğer yandan Prof. Blakers, elektrik üretiminin düşük emisyonlara sahip olması durumunda ulaşım gibi diğer sektörlerin de elektriklendirilmesi gerektiğini vurguladı. Blakers şöyle konuştu: “Avustralya, bir dizi hükümet önlemi yoluyla elektrikli araçlar için ‘büyük bir yeni pazar’ sağlayarak emisyonları hızla azaltabilir. Önlemler, devlet filolarında elektrikli araçlara hızlı bir geçiş, elektrikli araçlar için kısa vadeli vergi muafiyetleri ve insanlara elektrikli araçlara yatırım yapma konusunda güven vermek için şehir içi yollarda ve başka yerlerdeki şarj istasyonlarının sayısının artırılmasını içerebilir.”