Koronavirüs pandemisi, yenilenebilir küresel kaynakların tüketimini bu yıl üç hafta geciktirdi. Bu bağlamda geçtiğimiz yıl 29 Temmuz olarak hesaplanan Dünya Limit Aşımı Günü, bu sene 22 Ağustos 2020’de gerçekleşti.
Küresel Ayak izi Ağı (Global Footprint Network)’na göre “Dünya Limit Aşımı Günü”, insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olarak tanımlanıyor. Koronavirüs pandemisi nedeniyle bu yıl üç hafta gecikerek 22 Ağustos 2020’de gerçekleşen “Dünya Limit Aşımı Günü” ile gezegenimizin 2020 için sunduğu kaynakları tüketerek, yılın geri kalanında 2021’e borçlanmaya başladık.
Türkiye’nin Doğal Hayatı Koruma Vakfı (World Wildlife Fund / WWF), Dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklar ile insanların bu kaynaklara yönelik talebini değerlendiren araştırmalar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın verilerine göre geçen yıl 29 Temmuz olan Dünya Limit Aşımı Günü’nün, hesaplanmaya başlandığı 1970 yılından bu yana ilk kez geri gelmediğini bildirdi. İlk kez bu yıl, doğa kaynakları tüketme hızımız geçen seneye göre daha düşük: Limit Aşım Günü, bu yıl üç hafta ötelendi.
İnsanlığın son yüzyılda yaşadığı en büyük ekonomik ve toplumsal krizlerden biri olan Covid-19 salgını, küresel ekonomide radikal bir yavaşlamaya; doğal kaynaklara yönelik talebin ve doğa üzerindeki ekolojik ayak izinin azalmasına neden oldu.
Bedeli çok ağır olan bu durum nedeniyle gezegen üzerindeki insan baskısı geçici bir süreliğine de olsa azaldı. İnsanlık “normal” şartlarda bir yıl içinde yenilenebilecek kaynaklardan yüzde 60 fazlasını tüketiyor; başka bir deyişle 1,6 dünyamız varmış gibi yaşıyoruz. 2020 yılının ilk yarısında ise doğa üzerindeki ekolojik ayak izimiz yüzde 9,4 azaldı. Bu düşüşte en büyük pay yüzde 14,5 ile karbon ayak izine, yüzde 8,4 ile orman ürünleri tüketimine ait. Bu durum, evde kaldığımız ve sosyal hayatımızı kısıtladığımız dönemde doğa üzerindeki etkimiz azalınca, gezegenimizin hızla kendini yenileyebildiğini, ekosistem dengelerini iyileştirebildiğini gösteriyor. Ancak ne yazık ki normal şartlarda sevinçle karşılanacak bu gelişme, bu kez ayrıntılı ve çok boyutlu analizler yapmamızı, acilen somut adımlar atmamızı gerektiren mesajlar içeriyor.