Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) “Türkiye Hidrojen Ekonomisi” konulu webinarında uzmanları bir araya getirdi. Webinarda, Türkiye’nin hidrojen için bir hub olabileceği vurgulandı.
IICEC, bu yıl düzenlediği Webinar serisinin dördüncüsünü “Türkiye Hidrojen Ekonomisi” başlığı altında 24 Eylül Perşembe günü gerçekleştirdi. Türkiye’de ve dünyada hidrojen teknolojisinde fırsatların ve geliştirilebilecek bir yol haritasının önemli unsurlarının ele alındığı ve Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi araştırmacısı Barış Sanlı moderasyonunda gerçekleştirilen panelde, GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, ODTÜ ve Fransa ICARE-CNRS’den Prof. Dr. İskender Gökalp ve MIT Energy Initiative Araştırmacısı Dr. Emre Gençer, hidrojen enerjisinin önemli teknik ve stratejik boyutlarına ilişkin bilgi ve görüşlerini paylaştı.
GAZBİR olarak hidrojenin doğal gaz dağıtım şebekesine entegrasyonuna ilişkin yürüttükleri çalışmalar ve Konya’daki test merkezi hakkında bilgi veren GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, hidrojen karışımlı doğal gaz ile ilgili olarak çeşitli basınç ve hacimlerde yakma testlerini de tamamladıklarını belirtti. Arslan, bu alanda yasal ve düzenleyici çerçevede atılması gereken adımlara ilişkin değerlendirmelerini de paylaşırken, yenilenebilir enerjide uygulanan YEKA benzeri bir teşvik modelinin hidrojen tedarik fırsatlarını artırabileceğini ifade etti.
Prof. İskender Gökalp, ODTÜ ve Fransa’da bu alanda yürüttükleri laboratuvar çalışmaları hakkında bilgi vererek, Türkiye’nin linyit kaynakları, rüzgâr ve güneş potansiyeli çerçevesinde hidrojen üretimine ilişkin önemli değerlendirmelerini paylaştı. Enerji sistemi perspektifi ve sistem güvenliği konularının da titizlikle ele alınması gerektiğini belirten Gökalp, hidrojen teknolojilerinde üniversiteler arasında iş birliğinin artmasının ve sanayi iş birliklerinin önemine de dikkat çekti.
Dr. Emre Gençer, ilk kez 1874 yılında Jules Verne’in “Esrarlı Ada” romanında geçen hidrojenin, bugün dünya genelinde en önde gelen enerji teknolojisi konularından biri durumuna geldiğini ve global iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir rol oynamasının beklendiğini belirtti.
Hidrojenin global karbon ayak izinin azaltılması bakımından önemine dikkati çeken Dr. Gençer, düşük karbonlu elektrik üretiminin destekleyicisi olarak hidrojenin sanayiden ulaşıma pek çok alanda önemli kazanımlar sağlayabileceğini vurguladı. Son dönemde Avrupa’da bu alanda önemli projeler geliştirildiğini ifade eden Gençer, Türkiye’nin hidrojen enerjisinde üretici olmanın ötesinde bölgesel bir ihracatçı konumuna gelebileceğini düşündüğünü söyledi.
Hidrojenin üretiminden tüm sistem boyutlarına kadar bütünsel bir yaklaşımın, Türkiye hidrojen stratejisi ve yol haritasının ana unsurlarını oluşturmasını beklediğini söyleyen Barış Sanlı, Türkiye’nin bu alanda çalışmalarını artırarak bir Hidrojen Hub’ı olabilmeyi de tartışabileceğini sözlerine ekledi.
IICEC Araştırma Direktörü Bora Şekip Güray, hidrojen üretimi ve diğer ilgili teknolojilerde, kamu, özel sektör, sanayi, sektör dernekleri ve üniversiteler iş birliğinde ortak projeler geliştirilmesinin, enerji ithalatının azaltılması ve gelişen teknolojide yerlileşme bakımından önemli fırsatlar yaratabileceğini söyledi.