G7 ülkelerinin (Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, ABD ve İngiltere) Çevre Bakanları, küresel ısınmayla mücadele kapsamında bu yılın sonun kadar kömür yakıtlı termik santrali projelerine yapılan devlet finansmanı durduracağını söyledi.
20-21 Mayıs 2021 tarihlerinde sanal ortamda gerçekleşen G7 ülkelerinin İklim ve Çevre’den Sorumlu Bakanları, G7 İklim ve Çevre Bakanları Toplantısı Tebliği’ni yayımladı. Bu bağlamda Bakanlar, gelişmekte olan ülkelerde temiz enerjiye geçişi desteklemek için yüksek karbonlu enerji üretiminden uzakta ve Paris Anlaşması ile uyumlu yatırımlara doğru artan uluslararası kamu ve özel sermaye akışını teşvik etmeyi taahhüt ettiklerini vurguladı.
Bu çerçevede kömür enerjisi üretiminin küresel sıcaklık artışlarının en büyük sebebi olduğunun bilincinde olduğunu belirten G7, 2030’larda kömür kapasitesinden uzaklaşmayı ve büyük ölçüde karbondan arındırılmış bir enerji sistemine geçişi daha da hızlandıran teknolojileri ve politikaları hızla büyütmeyi taahhüt ettiklerini vurguladı. Bildiride şu ifadeye yer verildi: “Resmi Kalkınma Yardımı, ihracat finansmanı, yatırım ve mali ve ticareti teşvik desteği de dahil olmak üzere 2021 sonuna kadar kesintisiz uluslararası termik kömür üretimi için yeni doğrudan hükümet desteğine mutlak bir son vermek için somut adımlar atmayı taahhüt ediyoruz.”
G7 üyeleri ayrıca mümkün olan en kısa sürede ve en geç 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmayı da taahhüt etti. Bununla beraber Bakanlar, sürdürülebilir hareketliliği teşvik etme ve 2050’ye kadar net sıfır emisyon elde etmeye yardımcı olmak için ulaşım sektöründen sera gazı emisyonlarını azaltma konusundaki acil ihtiyacın altını çizdiler. Bu bağlamda ülkeler, sıfır emisyonlu araçların dağılımını hızlandırmak için diğer küresel ortaklarla birlikte çalışacaklarını vurguladı.
Bildiride net sıfıra giden yolda yenilenebilir ve düşük karbonlu hidrojenin önemini de vurgulandı. Bu bağlamda küresel olarak yakıt hücresi dağıtımına destek de dahil olmak üzere, G7 ekonomileri genelinde düşük karbonlu ve yenilenebilir kaynaklardan ticari ölçekte hidrojeni geliştirme çabalarını artıracaklarını söylediler. Bunun da enerji sektöründeki mevcut ve gelecekteki çalışanlar için yeni işler yaratan gelecekteki bir uluslararası hidrojen pazarının geliştirilmesine yardımcı olacağının altını çizdiler.