Isıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacının karşılanması için Avrupa’da uzun yıllardır kullanılan “Isı Pompası” sistemleri, son yıllarda Türkiye’de de merak ediliyor. Çalışma prensibi farklı olan ısı pompası, doğal gazlı kombilere alternatif olabilir mi? Isı pompası kullanmak ısıtma masrafını azaltır mı? Isı pompası verimli midir ve hangi bölgelerde kullanılmalıdır? Isı pompası hem ısıtma hem soğutma hem de sıcak su ihtiyacını tam kapasiteyle karşılayabilir mi? ISOMER Isıtma Soğutma Merkezi Genel Koordinatörü İlgin Eray, kış öncesinde ısınma giderlerini düşünenler için ısı pompası sistemine dair önemli bilgiler paylaştı.
Sonbahar mevsiminin başlangıcıyla birlikte vatandaşlar, ısınma giderlerini düşünmeye başladı. Doğal gazlı, elektrikli ve ağır fosil yakıtlı ısıtıcılara bir alternatif olarak Avrupa’da uzun yıllardır kullanılan ısı pompası, en çok merak edilen konularında başında geliyor.
Isı pompasına dair doğru ve yanlış olmak üzere çok fazla bilgi kirliliği olduğunu belirten Eray, sistemi ve çalışma prensibini şu sözlerle anlattı: “Isı pompası, ısı enerjisini bir ortamdan diğer bir ortama taşıma prensibine dayanan ve elektrikle beslenen bir sistemdir. Gerekli şartlar sağlandığında, yüksek miktarlarda enerji düşük maliyetlerle kullanıma sunulabilir. Isıtma ihtiyacını karşılayan ısı pompası soğutma ve sıcak su ihtiyacını da karşılayabilir. Fakat sistem birçok değişkene bağlı olarak çalışmakta ve sistemin verimliliğine etki eden çok fazla unsur bulunmaktadır.”
“Isı pompası bazı bölgelerimizde doğalgaz yerine kullanılabilir” diyen Eray şu bilgileri aktardı: “Doğalgaz hattı olan ve kışların soğuk geçtiği yerlerde hava kaynaklı tiplerinin kullanılması verimsiz bir tercih olur. Çünkü ısı pompalarının ilk kurulum maliyetleri kombi sistemlerinden daha yüksektir. Sıcaklığın düşük seyrettiği yerlerde ısı pompalarından istenen verim alınamayabilir. Isı pompasının doğalgaz hattı bulunmayan, yumuşak iklim kuşaklarında kullanılması daha doğru olacaktır. İlk maliyeti yüksek olsa da herhangi bir atık gaz üretmemesi özellik çevre ve verimlilik açısından sistemi çok ön plana çıkartmaktadır. Ayrıca sistemin ek kullanılacak ekipmanlar ile soğutma da yapabiliyor olması bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor. Fakat yine burada da hesabın doğru yapılması, soğutma yapıldığındaki çıkacak ek maliyet ve tüketimlerin iyi değerlendirilmesi gerekiyor.”
Isı pompalarının çok uzun süredir Avrupa’da kullanıldığını belirten Eray, şunları söyledi: “Günümüzde ısı pompaları önemli bir gelişim gösterdi. Enerji olarak elektrik enerjisini kullandığı için güneş enerjisi ile direkt entegre edilerek çalıştırılma imkânı var. Fakat söylediğimiz gibi ısı pompaları hâlâ kullanıldığı bölgeye göre avantajlı ya da dezavantajlı olabilir. Örnek vermek gerekirse; ısı pompası enerjisini dış havadan aldığı için İzmir’de doğalgaz hattına uzak bir yer için mantıklı bir tercih olacaktır. İstanbul’da ise kombi ile aynı tüketimi gerçekleştirir. Ama sistem Erzurum’da çalışmaz. İstenilirse Erzurum’da bile çalışabilecek ısı pompalarını kullanabilirsiniz; teknik olarak çalıştırabilirsiniz fakat bu sefer mühendislik ekonomisi dediğimiz fayda maliyet analizi devreye girer. Önemli olan talebin optimum bir şekilde sağlanmasıdır. Doğru bir mühendislikle yapılması şarttır. Çünkü olası bir hesap ve montaj hatası sistemin çalışmasını ve verimliliğini doğrudan etkiler.”.
Üzerinde en çok araştırma yapılan iklimlendirme ürünlerinin başında ısı pompalarının olduğunu dile getiren Eray, “Gelecek bize gösteriyor ki daha yüksek COP ve EER oranına sahip, daha düşük sıcaklıklarda çalışabilen ve klimadan daha ucuza soğutma yapabilen cihazlar tüketici tarafından tercih edilecek. Tüm bu işleri yaparken güneşten veya rüzgârdan ürettiği elektrikle beslenmeleri de önemli bir kıstas olacak. Dünya’nın geleceği burada, biz de burada olmalıyız.” dedi.