İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Glasgow’da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) kapsamında düzenlenen ‘Race to Zero’ (Sıfır Emisyon) ve “Depreme Karşı Dayanıklılık” panellerine katıldı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, COP26’da iki panele katıldı. İlk olarak, C40 Büyük Kentler İklim Liderlik Grubu (C40 Cities) tarafından düzenlenen “Race to Zero” (Sıfır Emisyon) başlıklı panele katıldı. Paneldeki konuşmasında İstanbul’un Türkiye’de C40’a üye tek şehir olduğunu vurgulayan Başkan İmamoğlu “Kentlerin iklim değişikliği sorununda hem fail hem mağdur olduğu bir dünya düzeninde yaşıyoruz.” dedi.
Konuşmasında Kanal İstanbul’a da değinen İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: “Bu arada önemle altını çizmek isterim ki, İstanbul’a dayatılan Kanal İstanbul projesini, sadece deprem açısından değil, pek çok açıdan kentin güvenliği için en ciddi risk olarak kabul ediyoruz. Bu projenin BM’nin ‘Sürdürülebilir Kalkınma’ amaçları kapsamındaki 17 prensibine birden karşı olduğunu görüyoruz. Finans kuruluşları dahil olmak üzere, dünya ölçeğinde tüm aktörlerle bu konuda dayanışma bekliyoruz.”
İmamoğlu panelde kendisine yöneltilen “Özellikle yeşil alanlarla ilgili çalışmalarınızda iklim eylemi için nasıl ortaklıklar geliştiriyorsunuz? sorusuna şu yanıtı verdi: “Konutlar, İstanbul’daki karbon ayak izinin de yüzde 14’ünden sorumlu. Özellikle, ulusal evsel enerji sistemlerinin, fosil yakıtlara bağlı olmasından kaynaklanan bu durumu, enerji çeşitliğimizi, yenilenebilir enerjiler lehine artırıyoruz. Özellikle, büyük güneş enerji santrali yatırımlarımız ile başta kamu tesisleri olmak üzere, pek çok alanda kömüre bağımlılığı azaltmaya çalışıyoruz. Göreve gelmeden önce, İstanbul için temel vizyonumuzu ‘adil, yaratıcı ve yeşil bir kent ‘olarak özetlemiştik. Bu yüzden de uzun yıllar yeşil alanlar konusunda ihmal edilmiş olan şehrimizde, yeşil alanları artırmak konusunda büyük adımlar attık. 2020 yılında toplam 4 milyon metrekarenin üzerinde yeşil alan geliştirerek, İstanbulluların kullanımına açtık. Eş zamanlı olarak toplamda, 10 milyon metrekarelik 15 yeni yaşam vadisini şehrimize kazandırmak için çalışmaya başladık. Bu alanları önümüzdeki yıldan itibaren hizmete açmaya başlayacağız. Onlarca yaşam vadisi ve kent ormanı ile kentteki ısı adası etkisini azaltacak önlemler geliştiriyoruz. Pandemi sonrasında, balkon ve yeşil alan kullanımlarının artırılmasına özen gösteriyoruz. Konutlarda iklim etkisini azaltabilmek amacıyla, ‘gri su’ kullanımını hayata geçirerek, bu yolla hem su faturalarının azaltılmasını sağlıyoruz hem de su tasarruf ediyoruz. Yeşil alanlar, İstanbul’da sadece yaşam kalitesinin yükseltmekle kalmayacak, aynı zamanda kent içinde hava sıcaklığının azaltılmasına yardım edecek. Aynı zamanda da karbon oranının doğal yollarda azaltılmasına yardım edecek.”
İstanbul Planlama Ajansı bünyesinde ‘Vizyon 2050’ ofisi çatısı altında bir ‘İklim Platformu’ oluşturduklarına da değinen İmamoğlu şunları söyledi: “Bu platform, tanımladığımız bu hedef doğrultusunda atacağımız tüm adımların pusulası olacak. Sürecin başarısının, izlenmesinin ve sürdürülebilirliğinin garantisi olacak. İstanbul’un iklimini korumak, yaşadığımız kenti iklim krizlerinin üstesinden gelebilecek bir konuma yükseltmek bizim yönetimimiz için vazgeçilmez ve yaşamsal bir konudur. Bu süreci şeffaf, anlaşılabilir ve güncel biçimde hem İstanbullu vatandaşlarımızla paylaşacak ve hem de katılımcı biçimde yürüteceğiz. Elde edeceğimiz verileri, başta C40 olmak üzere, uluslararası paydaşlarımızla da düzenli olarak paylaşacağız.”
“Depreme Karşı Dayanıklılık” başlıklı panelde de konuşan Başkan İmamoğlu, dünyanın bütün şehirlerinde iklim değişimi odaklı kentsel eylem planları yapılmasının hayati olduğunun altını çizdi. İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kentlerimizin daha yeşil, daha adil ve daha eşitlikçi bir gelecek perspektifiyle yönetilmesi her şeyden daha önemli ve acildir. Biz, 2019’da göreve gelirken 16 milyon İstanbulluya bir söz vermiştik. ‘İstanbul daha adil, daha yeşil ve daha yaratıcı bir kent olacak’ demiştik. İlk günden itibaren bu vizyon doğrultusunda önemli adımlar atıyoruz. Atmaya devam edeceğiz. İstanbul’un geleceğini etkileyecek, yaşamsal önemde kabul ettiğimiz ‘Yeşil Çözüm’ vizyonumuzu demokratik katılımla hazırladık ve geçen hafta ilan ettik. Hedefimiz çok net: 2050 yılında İstanbul’un, karbon nötr ve iklim krizine dayanıklı bir kent olmasını sağlayacak tüm adımları atmak. Bu konuda İstanbul olarak, dünyaya ilham kaynağı olacak projeler gerçekleştireceğiz.”
İmamoğlu, “Önümüzdeki 10 yılı düşündüğünüzde, yerel düzeyde iklim eylemi söz konusu olduğunda, en büyük zorluğun ne olacağını söylersiniz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Bana göre, ‘karbon nötr hedefine’ giderken global sonuçlara ulaşmamızda birkaç zorluk birden söz konusu. Ama bence 3üç majör zorluk diğer hepsinden daha belirleyicidir: Öncelikle popülist siyasi liderlerin temsil ettiği ve tüm dünyanın geleceği için en hayati sorun olan, karbon emisyonun azaltma hedefini görmezden gelme, önemsizleştirme veya erteleme bakış açılarını önemli zorluk olarak görüyorum. İkinci olarak, dünyanın kalkınmış veya agresif kalkınma politikası uygulayan ülkelerinde müesses sanayi kurumlarının, değişim için hızlı aksiyon almalarını sağlayacak kamusal iradenin olmayışını veya zayıflığını görüyorum. Üçüncü olarak, dönüşümün yapılabilmesi için fon meselesini önemsiyorum. AB’nin daha yeşil, daha dijital ve daha dirençli bir Avrupa hedefi için tanımladığı uzun vadeli bütçe gibi fonların dünya ölçeğinde tanımlanması ve adil olarak gelişmekte olan ülkelere de paylaşılması global başarıda stratejik değerde kabul ediyorum. Hepimizin hatırlaması gereken realite şudur: İklim değişikliği ve çevresel bozulma, tüm dünya için varoluşsal bir tehdittir. Ulusal sınırlar, sadece zihinlerimizde geçerlidir. Oysaki fiziki ve gerçek dünyada şehirlere ve ülkelere sınırlar çizemeyiz. Bu nedenle, çözüm için uluslararası planda, daha adil bir finansal dayanışma ve kapsamlı teknik iş birliği şarttır.”
İmamoğlu, panel sonrasında da sırasıyla; BM Genel Sekreteri António Guterres ile bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirip, Londra Belediye Başkanı Sadık Khan’la ikili görüşme yaptı.