Nordik Bakanlar Kurulu’nun 2019 yılında dünyanın en sürdürülebilir bölgesi olma hedefiyle hayata geçirilen Nordic Talks, webinar serisinin beşincisinde Avrupa’nın en dijital ülkesi Danimarka’nın robotik ve yapay zekâ inovasyonunun Türk sanayisine nasıl değer katabileceği konuşuldu.
Covid-19 sonrası ‘yeni normal’e göre biçimlenmek zorunda kalan iş dünyasında teknoloji ve inovasyon giderek daha önemli bir yer tutmaya başlarken, Danimarka İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Ataşeliği de Nordic Talks webinar serisinin beşincisini ‘İş Dünyasında Robotik ve Yapay Zekâ Uygulamaları’ başlığıyla düzenledi.
Danimarka İstanbul Başkonsolosu Anette Galskjøt’unev sahipliği yaptığı, moderatörlüğünü ise TAGES CEO’su Leyla Arsan’ın üstlendiği webinarın konuşmacıları Aarhus Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Yapay Zekâ ve Robotik Araştırmalar Bölüm Başkanı Dr. Erdal Kayacan, Upteko Kurucu Ortağı Mads Jørgensen, Universal Robots Türkiye Genel Müdürü Kandan Ö. Gök ve Odense Robotics İş Geliştirme Müdürü Bongki Engel’di.
Danimarka İstanbul Başkonsolosu Anette Galskjøt, Avrupa’nın en dijital ülkesi Danimarka’nın da bir günde dijitalleşmediğine dikkat çekti. Galskjøt şöyle konuştu: “Dijitalleşme, modernleşme ve kamu sektörünü daha verimli hale getirmek için şart. Özel sektör ile kamunun iş birliklerini çok önemsiyoruz, çünkü dijitalleşmenin anahtarı özel sektör. Danimarkalılar, teknolojik yeniliklere çok açık. Bu nedenle de Danimarka, Avrupa drone (insansız hava aracı) ve robot pazarına girmek için en uygun ülke.”
Bununla birlikte Galskjøt, Danimarka’nın robotik ve yapay zekâ alanındaki inovatif çözümlerinin Türk sanayisine değer katmaya devam edeceğinin altını çizdi.
Galskjøt konuşmasını şöyle sürdürdü: “BM’nin 9. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi, dayanaklı altyapılar, sürdürülebilir endüstri ve gelişmiş inovasyonu, Türk ve Danimarkalı paydaşlarla daha da yaygınlaştırabiliriz. Kamu, özel sektör ve üniversiteler ile kurduğumuz güçlü iş birliklerinden faydalanarak herkesi yarının iş dünyasını birlikte hayal etmeye ve gerçekleştirmeye davet ediyorum.”
Günümüzde yapay zekâ ve robotik araştırma ve inovasyon faaliyetlerinin daha insan merkezli, sürdürülebilir, güvenli ve kapsayıcı yaklaşımlara ihtiyacı olduğunu hatırlatan TAGES CEO’su Arsan ise bunun da ancak, Covid-19 sonrası her zamankinden daha önemli hale gelen iş birliği ve ortaklıklar ile başarılabileceğini vurguladı.
İnsan iş gücünün robotlarla desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Universal Robots Türkiye Genel Müdürü Kandan Ö. Gök geleceğin robot ve insan iş birliğinde yani ‘işbirlikçi robotlar’da, cobotlar’da (collaborative robot) olduğunu anlattı. Gök, insanlarla birlikte çalışmak için üretilen bu robotlara talebin her geçen gün arttığını da sözlerine ekledi. Gök şunları söyledi: “Sanılanın aksine, işlerin yalnızca yüzde 10 tamamen otomatikleştirilebiliyor. Cobotlar ile mevcut insan iş gücü korunarak üretkenlik yüzde 50 oranında artırılabilir.”
Ayrıca, halihazırda dünyada 50 binin üzerinde cobot kullanıldığını; cobotların, endüstriyel robotlarla kıyaslandığında, hızlı kurulum, kolay programlanabilme ve sınırlı alan ihtiyacı özellikleriyle öne çıktığını belirten Gök, endüstriyel robot maliyetinin sekiz birim iken cobotlarınkinin iki birim olduğunu ifade etti.
Aarhus Üniversitesi Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Yapay Zekâ ve Robotik Araştırmalar Bölüm Başkanı Dr. Erdal Kayacan ise son yıllarda hayatımıza giren İHA teknolojisinin küresel olarak yüzde 70 oranında askeri, yüzde 13 oranında da ticari amaçlarla kullanıldığını ancak yüzde 17’sinin tüketici odaklı olduğunu söyledi.
Kayacan şöyle konuştu: “2014 yılında tüketicilere yönelik sadece 450 bin drone siparişi verildi ve 700 milyon dolar ciro yapıldı. 2020’de ise 7,8 milyon tüketici drone siparişi verildi ve 3,3 milyar dolar ciro yapıldı. Bu rakamlar tüketime dayalı insansız hava aracı pazarının ne kadar hızlı büyüdüğünü gösteriyor. Talep artmaya devem edecektir.”
İHA’ların uçuş sürelerinin pil kısıtlamaları nedeniyle sınırlı olduğunu, araç geliştirme-üretim yarışında, operasyon performansının sınıra kadar zorlanması gerektiğini söyleyen Dr. Kayacan’a göre, otonom drone yarışındaki nihai hedef, elde edilen bilgilerin arama kurtarma çalışmaları gibi alanlara aktarılması olmalı.
Hem üniversiteler hem de şirketlerle projeler üreten Odense Robotics İş Geliştirme Müdürü Engel de robotik ve yapay zekâ konusunda uluslararası iş birliğinin öneminin altını çizdi. Engel şunları söyledi: “Danimarka, 10 yıl içinde robot, otomasyon ve İHA alanındaki liderliğini, özel sektör, kamu ile bilimsel kurumlar arasındaki iş birliğine, inovasyon, güven, bilgi paylaşımı ve sıkı çalışmaya borçlu.”
Drone teknolojisinin birçok farklı alanda kullanıldığını söyleyen Upteko Kurucu Ortağı Jørgensen ise inovatif drone teknolojisinden faydalanarak denizcilik sektörünü kökten geliştirmek için çalışmalar yürüttüklerini, insansız hava araçları ve denizcilik sektörü hakkındaki bilgilerini birleştirerek, denizcilik endüstrisi için ilk otonom drone sistemini inşa ettiklerini belirtti.