Flinders Üniversitesi’ndeki uzmanlar Rüzgar Çiftliği Gürültü Çalışması ile rüzgar çiftlikleri yakınında bulunan konutlarda gürültü karakteristikleri ve uyku bozukluklarını araştırıyor.
Rüzgar enerjisi üretiminin dünyanın en hızlı büyüyen yenilenebilir enerji sektörlerinden biri olmasıyla birlikte Flinders Üniversitesi’ndeki uzmanlar, rüzgar çiftliklerinden gelen rahatsız edici gürültünün özelliklerini karakterize etmek için makine öğrenimi ve diğer sinyal işleme tekniklerini kullanıyor.
Bu bağlamda devam eden rüzgar çiftliği gürültü çalışmasından iki yeni yayın, rüzgar enerjisini çevredeki topluluklar için kabul edilebilir hale getirmek için rüzgar türbini gürültü değerlendirme yöntemlerini, yönergelerini ve rüzgar türbini tasarımını iyileştirmeye yönelik bir adım daha attı. Yeni araştırmalar, rüzgar türbinleri tarafından yayılan, teknik olarak “genlik modülasyonu” (amplitude modulation / AM) olarak adlandırılan gece “swoosh” sesinin, komşu sakinler tarafından gündüz saatlerine göre beş kata kadar daha sık duyulabileceğini ortaya koyuyor.
Flinders Üniversitesi doktora adayı Duc Phuc Nguyen ve akustik uzmanı Dr Kristy Hansen’ın yürüttüğü araştırma, rüzgar türbinleri tarafından üretilen gürültüyü ölçmek ve karakterize etmek için rüzgar çiftliği gürültüsünün uzun vadeli izlenmesini makine öğrenimi ile birleştirdi. Buradan hareketle Nguyen, gündüze karşı gece vakti mevcut olan genlik modülasyonunun miktarını, gece vakti gündüze kıyasla iki ila beş kat daha sık meydana geldiğini bulduklarını söyledi. Nguyen şu bilgileri aktardı: “Gürültü, bir rüzgar çiftliğinden yaklaşık 1 km’lik mesafede gece boyunca % 60’a kadar genlik modülasyonu tespit edilebildiğinde, gün batımından sonra daha da kötüleşiyor gibi görünüyor. 3 km’den fazla mesafede, gecenin % 30’unda genlik modülasyonu gerçekleşebilir.”
Dr Hansen ise rüzgar türbini gürültüsünün yönlü doğasının, rüzgar yönünde ve yan rüzgar koşullarında yaşayan sakinlerin rüzgar türbinleri tarafından daha fazla rahatsız edilmesi anlamına geldiğini söylüyor. AM’nin en sık bu rüzgar yönleri sırasında meydana geldiğini bulduklarını belirten Hansen şunları söyledi: “Bu çalışmalar, aynı seviyedeki diğer gürültü türlerinden daha rahatsız edici olması muhtemel olan rüzgar türbinlerinden gelen gürültüyü ölçme ve izleme yeteneğimizi geliştiriyor.”