Dünya Rüzgar Günü, tüm çevreci ülkeler tarafından daha iyi bir gelecek için 15 Haziran’da kutlanıyor. Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, Türkiye’deki YEKDEM gibi yenilenebilir enerjiyi ve özellikle rüzgarı destekleyen projelerin rüzgar enerjisinin büyümesine ciddi katkıları olduğunu söyledi.
Rüzgar enerjisi, daha iyi bir geleceği hem ekonomik hem de çevresel açıdan sürdürülebilir hale getirecek gücü elinde bulunduruyor. Bu gücü daha da ön plana çıkarmak için her yıl 15 Haziran’da dünya genelinde rüzgarın günü kutlanıyor. 2020 yılında dünya genelinde kurulan 93 GW’lik yeni kapasiteyle 743 GW kurulu rekor kapasiteye ulaşan rüzgar enerjisi, küresel olarak 1,1 milyar ton karbondioksit azalımını da sağladı. Türkiye’de de elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde dokuzunun rüzgardan karşılandığına dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, ucuz ve yenilenebilir enerji kaynağı olan rüzgarın Türkiye’de durmadan daha sert esebilmesi amacıyla rüzgar türbinleri için en son teknolojilere sahip bakım ve onarım hizmetlerini sunduklarını belirtti.
Fosil yakıtların tükenme tehlikesi, pahalılığı ve çevreye ciddi zararları göz önünde bulundurulduğunda temiz enerji kaynağı olan rüzgarın önemi daha da artıyor. Öyle ki rüzgar 743 GW kurulu gücü ile dünyada 1,1 milyar ton karbondioksit salınımının önüne geçebiliyor. İklim ve gelecek adına dünyanın büyük bir titizlikle yaklaştığı enerji konusunda rüzgar enerjisinin önünün hep açık olduğunu belirten Aydın, karbon nötrlüğünü sağlamak için global önlemler ve politikalar uygulanması gerektiğini, rüzgar enerjisi sektörünün önündeki engellerin kaldırılmasıyla da temiz bir geleceğe emin adımlarla yürüneceğini söyledi. Pandemiye rağmen rekor bir kurulumun da gerçekleşmesinin rüzgar enerjisinin global krizlere karşı ne kadar mücadeleci yapıda olduğunu işaret ettiğini dile getiren Aydın, geleceğin ekonomisi ve çalışan istihdamında da rüzgar enerjisinin payının çok olduğuna dikkat çekti.
Özellikle geçen yıl tüm dünyada 93 GW rüzgar enerjisi kapasitesi kuruldu. Tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşan rüzgar enerjisinin büyümesinde daha çevreci enerji anlayışı, devlet yönetimlerinin enerji üzerindeki ekonomik beklentileri ve yatırımcılara tanından imkanlar yatıyor. Aydın, rüzgar türbinlerinin daha verimli çalışması için gerçekleştirilen son teknolojik bakım ve onarımların da bu büyümede büyük pay sahibi olduğunu söyledi. Türkiye’deki YEKDEM gibi yenilenebilir enerjiyi ve özellikle rüzgarı destekleyen projelerin rüzgar enerjisinin büyümesine ciddi katkıları olduğunu belirten Aydın, Türkiye’deki büyüme ve genişleme de göz önünde bulundurulduğunda devletin yatırımcılara verdiği desteklerle daha çevreci ve ucuz enerjiye sahip olunduğunu da sözlerine ekledi.
Rüzgar türbinlerine geçen yıllara oranla daha teknolojik, hızlı bakım ve onarımlarla müdahale ediliyor. Aydın, teknolojik gelişmelerin ve beraberinde getirdiği dijitalleşmenin, rüzgar enerjisinin birçok alanında kazanımlar elde edilmesini sağladığının altını çizdi. Aydın’a göre, rüzgar enerjisi sektörünün önemli bir dişlisi olan bakım ve onarım hizmetleri rüzgar enerjisini daha güçlü ve daha verimli hale getiriyor. Bu amaçla Avrupa standartlarını yakaladıklarını hatta geçtiklerinin altını da çizen Aydın, özellikle rüzgar türbinlerinin nasıl daha akıllı ve üretim çıktılarının nasıl daha rekabetçi olabileceği konusunda önemli çalışmalara ve teknolojik çözümlere sahip olduklarını da aktardı.
Hem TÜREB hem de WindEurope (eski Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği) üyesi tek şirket olan Ülke Enerji’nin bugüne kadar 1.500’den fazla rüzgar türbinine alanında uzman ekiplerle ve teknolojilerle hizmet verdiğini de belirten Aydın, özellikle insansız hava araçları ile rüzgar türbinlerinin kanat analizlerini gerçekleştirerek, rüzgar enerjisinin verimliliğini devamlı kılmada ve duruş sürelerini azaltmada önemli kazanımlar sağladıklarını da sözlerine ekledi.