Siemens Gamesa, yayımladığı “Amerika’nın rüzgar endüstrisini ölçeklendirmek” (Scaling up the American wind industry) teknik incelemesi ile şu anda yürürlükte olan politika çerçevesini geliştirmek için ABD’deki politika yapıcıların öncelik vermesi gereken temel adımları belirledi.
Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler enerji bağımsızlığına ve iklim değişikliği hedeflerine odaklanmaya devam ederken, Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Amerika’daki yenilenebilir enerji manzarasını değiştirme potansiyeline sahip bir yasa çıkardı. Yeni politika, ABD’yi net sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar yaklaşık% 40 ila% 42 oranında azaltma yoluna soktu. Bununla beraber şu anda yürürlükte olan politika çerçevesi üzerine inşa etmek için yapılması gereken önemli çalışmalar da sürüyor.
ABD’de bu gelişmeler yaşanırken Amerika’nın rüzgar endüstrisini ölçeklendirmek teknik incelemesini yayınlayan Siemens Gamesa, ABD rüzgar endüstrisinin üstel büyümesini sağlamak için ABD’li politika yapıcılara şu çağrıda bulunuyor:
Bununla beraber teknik inceleme, rüzgar türbini üreticilerinin ve geliştiricilerinin yakın zamanda kabul edilen iklim mevzuatından yararlanabilmelerini, ülkenin yenilenebilir enerji endüstrisini büyütebilmelerini ve hayati iklim hedeflerini karşılayabilmelerini sağlamak için ABD’ndeki politika yapıcıların atması gereken sonraki kritik adımlara odaklanıyor.
Ayrıca inceleme, ABD enerji piyasasının karbondan arındırılmasının küresel emisyon azaltımlarındaki herhangi bir gerçekçi senaryo için kritik öneme sahip olduğunu kabul etse de bunun tek başına yeterli olmadığını da kabul ediyor.
Siemens Gamesa CEO’su Jochen Eickholt şunları söyledi: “Şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde yürürlükte olan politika çerçevesi, rüzgar enerjisi piyasasının büyümesi için bir fırsat sağladı ancak ABD’nin iklim, ekonomik ve enerji güvenliği hedeflerine ulaşmasını engelleyebilecek temel zorlukların ele alınmasında sadece ilk adım. ABD rüzgar endüstrisinin uzun vadeli yaşayabilirliği, politika yapıcıların endüstriyi güçlendiren ve federal, eyalet ve belediye kuruluşları arasında iş birliğini mümkün kılan politikalara daha fazla öncelik vermelerini gerektirir.”