Geleceğin enerjisi olan rüzgâr enerjisinin her ayağında dijitalleşme ve Endüstri 4.0 yer almaya başlıyor. Üretimden işletme süreçlerine, bakım ve onarımdan sürdürülebilirlik performansına kadar rüzgâr enerjisindeki teknolojik gelişmelere dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, türbin bakım ve onarımlarında verilerin değerlendirilmesinde makine öğrenmesinden faydalanıldığının altını çiziyor.
Enerjiye olan talebin ve fosil yakıtların kullanımına bağlı olarak da sera gazı emisyonlarının hızla artması, temiz rüzgâr enerjisinin rolünü daha da önemli hâle getiriyor. Rüzgâr türbinlerindeki verimlilik oranlarının artması için de dijital yaklaşım ve veri işleme gün geçtikçe sektör içerisinde daha güçlü yer ediniyor. Yurt içi ve yurt dışındaki rüzgâr enerjisi santrallerine çok çeşitli yelpazede servis hizmetleri sunan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, devasa ekipman parçalarından oluşan rüzgâr türbinlerinden elektrik üretiminin devamlılığı ve verimliliğinin uzun vadeli sağlanması adına makine öğrenmesinin türbinlerin bakım ve onarımlarında kullanıldığına dikkat çekiyor.
Türbinler, rüzgâr enerjisi potansiyelinden yararlanmak için aşırı iklim şartlarını barındırabilen konumlara kuruluyor. Uzun vadeli geri dönüşleri sürdürmek için türbin ekipmanlarının düzenli ve önleyici bakımlara ihtiyaç duyduğunu belirten Aydın, elektriksel ve mekanik sorunların olası arızalara ve hasarlara neden olabileceğine dikkat çekerek enerji verimliliğinin elde edilmesi adına türbin duruş sürelerinin kısaltılmasına ve enerji üretimi kaybına yol açabilecek etkenlere teknolojinin avantajlarını kullanarak engel olabildiklerini belirtiyor.
Tüm sektörlerde olduğu gibi rüzgâr enerjisi sektöründe de dijital gelişmelerin yer edindiği zemin sağlamlaşıyor. Fiziksel ve dijital nesneler arasındaki uyumun getirdiği dinamizm ve etkileşimin rüzgâr enerjisinde de vücut bulduğuna değinen Aydın, kurulu bir santralin önleyici bakımları ve retrofitlerinde makine öğrenmesinden faydalanıldığının altını çiziyor. Sahadan elde edilen verilerin daha önceden toplanmış veri grubu üzerinden çalıştırılan makine öğrenmesi yöntemleri ile anlamlandırıldığını ve böylelikle henüz sinyalleri dahi görünmeyen ve ileride yaşanabilecek sorunlara dair kestirimler yapılabildiğini aktaran Aydın, tam kapsamlı rapor sunumlarından türbinlere yapılacak müdahalelere kadar dijital ve fiziksel iş birliğinin sağlandığına dikkat çekiyor.
Makine öğrenmesi, rüzgâr santrallerinin güç üretimlerinin elektrik talebini nasıl karşılayabileceğine dair daha akıllı, daha hızlı ve daha fazla veriye dayalı değerlendirmeler yapılmasına yardımcı oluyor. Sağlanan bu faydaların Endüstri 4.0 özelinde rüzgâr enerjisi sektörünü de bir adım daha öteye taşıdığını dile getiren Aydın, üretimden işletme süreçlerine, bakım ve onarımlardan verimlilik akışına kadar her bir adımda dijital ayak izleriyle karşılaşılan rüzgâr enerjisi sektörünün teknolojinin geldiği en son noktaları barındırdığına dikkat çekiyor.