İklim Zirvesi’nde konuşan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enerji verimliliğine yönelik atılacak adımlar ile Türkiye’nin 2023 yılında 66,6 milyon ton karbondioksit emisyon azaltımını hedeflediğini söyledi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın ev sahipliğinde dün sanal ortamda başlayan Dünya İklim Zirvesi, bugün sona eriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İklim Liderler Zirvesi‘nde yaptığı konuşmada Türkiye’nin iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için yoğun çaba harcadığını söyledi. Erdoğan, ülkenin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için önemli yatırımlar yaptığının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye’nin yol haritasını teşkil eden Ulusal İklim Değişikliği Strateji ve Eylem Planı ile İklim Değişikliği Uyum Strateji ve Eylem Planı’nın 2030 ve 2050 hedefleri doğrultusunda güncelleniyor olduğunu belirtti. Bu bağlamda Erdoğan şöyle konuştu: “2015 yılında sunduğumuz ulusal katkı beyanı çerçevesinde 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında yüzde 21’e varan azalma bekliyoruz. Katkı beyanımıza göre 2012-2030 yılları arasında 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu engellenecektir.”
Türkiye’nin bugün yenilenebilir enerjide bölgesinde lider ülke konumunda olduğunun altını çizen Erdoğan, halihazırda elektrik kurulu gücü ile yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 52,3 olduğunu söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu oranla Avrupa’da altı, dünyada 13. sırada yer alıyoruz. Elektrik üretimimizi 2030 yılına kadar güneş enerjisinden 10 GW, rüzgar enerjisinden 16 GW kapasitesine çıkaracağız. Enerji verimliliğine yönelik atacağımız adımlar sayesinde 2023 yılında 66,6 milyon ton karbondioksit emisyon azaltımı hedefliyoruz.”
Küresel bir mücadele olan iklim değişikliğinde ülkelerin eşit konuma sahip olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yük paylaşımının adil bir şekilde yapılmasının, iklim değişikliğiyle mücadeleyi güçlendireceğini söyledi. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sera gazı emisyonlarında tarihsel sorumluluğu neredeyse bulunmayan Türkiye, küresel iklim rejiminde adil bir konumda değerlendirilmelidir. Yeşil dönüşüm başta olmak üzere diğer alanlarda küresel düzeyde stratejik iş birliğinin oluşturulması büyük önem arz ediyor.”