Demirer Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirer, YEKDEM sürenin bitmesine altı ay kalmasına rağmen 21.12.2020’ye kadar devreye alınamayan tesisler için hangi tarifenin uygulanacağının hâlen belirsizliğini koruduğuna dikkat çekti.
Geçen hafta düzenlenen IRENEC 2020’ye konuşmacı olarak katılan Demirer, 2020 YEKDEM sonrasında yeni rüzgâr yatırımlarının geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin ilk rüzgâr santralini 1998 şubat ayında otoprodüktör mevzuatı kapsamında devreye aldıklarını vurgulayan Demirer; 2003 yılına kadar iki adet otoprodüktör ve iki adet YİD (yap- işlet- devret) olmak üzere toplam gücü 20.4 MW olan dört adet santral kurduklarını söyledi. YİD mevzuatının yürürlükten kaldırılmasıyla rüzgarları finanse edebilmek için de bir ortam kalmadığına değinen Demirer; 2005 yılında YEKDEM kanunuyla yatırımların yeniden başladığını söyledi. İlk çıktığında alım garantisi TL üzerinden olan mevzuatın kredi bulmada yaşanan zorluklar nedeniyle 2006 yılında döviz bazlı olarak revize edildiğini de sözlerine ekledi.
Demirer, 2015 yılına kadar geçerli kanunun, modelin başarılı olması ve yatırımların da hızlanmasıyla 2020 yılının sonuna kadar uzatıldığını söyledi. Bu sayede yatırımların aynı hızla devam ettiğine değinen Demirer; YEKDEM sürenin bitmesine altı ay kalmasına rağmen 21.12.2020’ye kadar devreye alınamayan tesisler için hangi tarifenin uygulanacağının hâlen belirsizliğini koruduğuna dikkat çekti.
Covid-19 dolayısıyla Türkiye’de hayatın neredeyse üç ay durduğunu hatırlatan Demirer şunları söyledi: “Yetişmeye çalışan projeler, üç ayını kaybetti. Yıl sonuna kadar oluşacak kaybı telafi edecek bir uzatmayı elzem ve hakkani görüyoruz. Ancak pek ümit vermiyorlar.”
Rüzgâr yatırımının çok uzun vadeli olduğuna dikkat çeken Demirer; ilk rüzgâr ölçümünden devreye girene kadar en az beş yılın geçtiğini söyledi. Yatırımcının önünü görmek istediğini belirten Demirer; “Her zaman yatırımcının riskleri vardır. Ancak sınırlı ve hesaplanabilir riskleri fırsatlarla karşılaştırıp, göze alabilir. Yatırıma kredi veren kuruluş ise kredinin geri dönüşünden emin olmak ister. Yani, yatırım yapılan projenin iyi çalışacağını ve borcunu, taksitlerini, faizlerini düzenli olarak ödeyeceğinden emin olmak ister.” dedi.
Doğal gaz ve rüzgâr yatırımları kıyaslandığında aynı kilowatsaati üretmek için rüzgâra üç misli yatırımın yapılması gerektiğini vurgulayan Demirer; buna karşılık yakıt masrafının olmadığının altını çizdi. Üç misli yatırımın, üç misli kredi ve üç misli faiz gideri anlamına geldiğini belirten Demirer; faizin asgaride tutulabilmesi için risklerin asgaride tutulması gerektiğini söyledi.
Tükiye’nin en başta 1-0 yenik başladığını ifade eden Demirer, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Ülke riskine ölçü olan cdc değeri, Türkiye için 400-500 aralığında. Bu da krediler örneğin Almanya’daki bir yatırıma göre yüzde 4-5 daha yüksek faizle alıyoruz anlamına geliyor.”
Son yıllarda rüzgâr türbinlerinde yeterlilik oranında yerliliğin arttırılması yönünde büyük yatırımların yapıldığına dikkat çeken Demirer, bu bağlamda yeni fabrikaların kurulduğunu söyledi.
Demirer sözlerini şöyle sürdürdü: “2000 yılında yaptığımız santralde kuleleri yerli yaptırmıştık. 2002 yılında da ENERCON ile kanat fabrikasını kurmuştuk. Kanat ve kule uzun zamandır yerliydi. Şimdi yeni yatırımlarda artık jeneratör de yerli. Fabrikalar kurulurken belli süre sipariş alarak çalışma umuduyla kuruldu. Bu sayede bir yandan ithalat miktarı azalırken; bir yandan da ihracat potansiyeli sağlanıyor.”
Türkiye’de hem teknolojinin gelişmesi hem ihracat hem de istihdamın, teknolojiye hakim genç nüfusun yetiştirilmesi açısından önemini vurgulayan Demirer; “Buna başlamışken hızını kesmek çok büyük hata olur. Bu yatırımların gelişmesine huzur ortamı sağlayacak bir YEKDEM mevzuatı, büyüyen Türkiye’ye güç katacaktır.” dedi.
En az beş yıl süren santral yatırımlarının 2020 planının 2015’te yapılmasının gerekli olduğunu hatırlatan Demirer; “Şu anda ne olursa olsun önümüzdeki yıllarda bir duraklama olacağından korkuyorum. Bu sene 2020 YEKDEM’ine yetiştirme çabasından dolayı hızlandık. 2021’de 2020 YEKDEM’i yetiştirilir ama daha hepsi bitirilmeyen santrallerde de yatırımlar devam edecek. 2020’de yatırımların çok yavaşlayacağından korkuyorum. Rüzgâr Türkiye’de hem temiz hem bol olan bir enerji. Teknolojinin yerlileştirilmesi için bütün fırsatlar elimizdeyken bunun önünün kesilmemesi lazım.” dedi.