Covid-19’un emtia piyasasındaki etkisinin en ağır enerji fiyatlarında hissedildiğinin vurgulandığı Dünya Bankası (World Bank)’nın Emtia Piyasaları Görünüm (Commodity Markets Outlook) Raporu’nda düşük petrol talebinin 2021’den sonra da devam edebileceğine dikkat çekildi.
Dünya Bankası’nın yayımladığı Emtia Piyasaları Görünümü Raporu’nun Ekim 2020 sayısına göre Covid-19’un ilk aşamalarında petrol fiyatları önemli ölçüde düştü. Bununla beraber salgın öncesi fiyat seviyeleri, yalnızca kısmen geri kazanılırken; metal fiyatları nispeten düştü ve şoktan önceki seviyelere geri döndü.
Rapora göre; Covid-19 salgını nedeniyle yılın başlarında yaşanan sert düşüşlerin ardından 2020’nin üçüncü çeyreğinde neredeyse tüm emtia fiyatları toparlandı. OPEC + tarafından yapılan keskin petrol arz kesintileriyle desteklenen ham petrol fiyatları, nisan ayının en düşük seviyesinden bu yana iki katına çıkarken; fiyatlar, salgın öncesi seviyelerinin üçte bir altında kaldı. Çin’in endüstriyel faaliyetlerinde beklenenden daha hızlı toparlanmaya yanıt olarak metal fiyatları hızla toparlandı.
Düşük petrol talebinin 2021’den sonra da sürebileceğine dikkat çekilen raporda, salgının süresinin fiyat tahminlerine yönelik temel riski oluşturduğunun altı çizildi.
Enerji fiyatlarının 2020’de 2019’a göre ortalama üçte bir daha düşük olması ve 2021’de önemli bir toparlanma göstermesi bekleniyor. Enerji dışı fiyatların 2020’de mütevazı bir artış görmesi öngörülüyor çünkü metal fiyatlarındaki küçük düşüş, tarım fiyatlarındaki artışla dengeleniyor ve 2021’de daha da yükseliyor.
Raporda, ham petrolün varil fiyatının bu yıl geçen yıla kıyasla yüzde 33,2 azalarak ortalama 41 Dolar seviyesinde gerçekleşeceği öngörülürken, ham petrolün varil fiyatının 2021’de ise yüzde 7,3 artışla ortalama 44 Dolar’a ulaşması bekleniyor. Bununla beraber bu tahmin, OPEC + arasındaki üretim kısıtlamalarının kademeli olarak hafifletilmesiyle karşılanan tüketimde yavaş bir toparlanmayı da öngörüyor. Bununla birlikte, petrol tüketiminin 2023 yılına kadar salgın öncesi seviyesinin altında kalması bekleniyor.
Pandeminin, tüketici ve istihdam davranışındaki değişiklikler yoluyla petrol talebi üzerinde kalıcı etkilere de sahip olabileceğinin belirtildiği raporda şu bilgilere yer veriliyor: “İş seyahatleri, uzak toplantılar lehine kısıtlandığı ve jet yakıtı talebini azalttığı için hava yolculuğunda kalıcı bir azalma sağlayabilir. Evden çalışmaya geçiş, benzin talebini azaltabilir ancak insanlar, toplu taşımayı kullanmaktan çekinirse özel araçların kullanımının artmasıyla bir şekilde telafi edilebilir.”
Uzun vadeli petrol talebi tahminlerinin Covid-19’un bir sonucu olarak analizciler tarafından aşağı revize edildiği ve bazı senaryolarda talebin 2019’da zaten zirveye ulaşmış olabileceği öne sürülüyor. Yeni hidrokarbon projelerine yatırımda azalmanın olacağının belirtildiği raporda; daha geniş anlamda enerji kullanımının, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjilere doğru kayması beklendiğinin altı çiziliyor. Bunun nedeni olarak da büyük ölçüde artan rekabet güçleri ve birkaç ülkenin önümüzdeki 40 yıl içinde “net sıfır” karbon emisyonlarına ulaşma planlarını ortaya çıkarıyor. Raporda Covid-19’dan kurtarma, teşvik fonlarının yeşil enerjiye ve altyapıya yönlendirmek için bir fırsat sunduğu vurgulansa da şimdiye kadar hükümet teşviklerinin temiz enerjiden çok fosil yakıtlara yönlendirildiğinin altı çiziliyor.