Uzun vadeli küresel karbonsuzlaştırma çabalarında yüzer deniz üstü rüzgarının kritik rolünü tanımlayan yeni GWEC raporunda; yüzer deniz üstü rüzgarının büyümesini hızlandırabilecek beş ülke ön plana çıkıyor.
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (Global Wind Energy Council/ GWEC) yüzer deniz üstü rüzgarının dünya çapındaki ülkeler için sunduğu açık fırsatı ortaya koyan Yüzer Açık Deniz Rüzgarı- Küresel Bir Fırsat (Floating Offshore Wind – a Global Opportunity) raporunu yayınladı.
Rapor, önümüzdeki on yıl içinde gaz, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak için dünyanın gidişatında yüzer deniz üstü rüzgarının sahip olabileceği muazzam rolü ortaya koyuyor. Ayrıca raporda teknoloji, 2050 yılına kadar Net Sıfır’a ulaşma konusundaki küresel hedeflerin merkezinde yer alıyor.
Araştırma ve analiz şirketi Aegir Insights’ın hazırladığı rapor, yüzer deniz üstü pazarlarını harekete geçirmede siyasi liderliğin kritik rolünü gösteriyor. Bu bağlamda rapor, tümü önemli derecede yüzer rüzgar potansiyeline sahip beş ülkeye; İrlanda, İtalya, Fas, Filipinler ve ABD odaklanıyor. Bu kapsamda raporda ‘takip edilen paket’ olarak adlandırılan bu beş ülke; en gelişmiş yüzer pazarlarla (İngiltere, Güney Kore, Fransa ve Japonya) birlikte bir sonraki yüzer rüzgar dalgasına öncülük edebilir. Halihazırda teknolojiyi geliştirmeye yönelik küresel yarış devam ederken bu ülkeler doğru politikayı uygulamaya koyarlarsa mevcut pazar liderlerini yakalayabilir.
Bu beş ülkeye bakıldığında; İrlanda’nın son derece iddialı hükümet planları, elverişli saha koşullarıyla birleştiğinde, iletim şebekesi ve liman altyapısının yükseltilmesi koşuluyla, çekici bir yüzer deniz üstü rüzgar pazarını oluşturuyor. Bununla beraber İtalya’nın net sıfıra olan bağlılığı rüzgar enerjisinin büyümesini sağlıyor. Ayrıca ülkenin karada alan eksikliği ve sabit dipli rüzgar için uygun yerlerin olmaması, yüzer deniz üstü rüzgarına odaklanmaya neden olacak.
Büyük bir rüzgar kaynağı olan Fas’ta ise sabit sabit dipli rüzgarına erişimin olmaması, Hükümetin yeşil hedeflere ulaşma ve enerji güvenliğini artırma arzusuyla birleştiğinde, yüzer deniz üstü rüzgarına yüksek ilgi anlamına geliyor. Diğer yandan Filipinler’de ise yüksek ekonomik büyüme, artan elektrik talebini tetikliyor. İyi kaynaklara sahip yüzer deniz üstü rüzgarına sahaları, yük merkezlerine yakın bir yerde bulunuyor. Bununla beraber hükümetin iddialı bir ajandası olmasına rağmen tarifeler ve altyapı ülkede zorlukları da beraberinde getirebilir.
ABD’nin Pasifik kıyılarında ise sabit deniz üstü rüzgar sahalarına erişimin olmaması, eyalet ve federal hükümetlerin yüksek hırsı ile birleştiğinde, hepsi yüzer deniz üstü rüzgarının hızlı büyümesine işaret ediyor. Ancak, bağlantıyı desteklemek için büyük şebeke yatırımı gerekiyor.