Türkiye’de binalarda tüketilen enerjinin, sanayide kullanılan enerjininin önüne geçtiğini belirten İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Gökçe, bu oranın ülke olarak binalarda enerji verimliliğine öncelik verilmesinin gerekliliğini ortaya koyduğunu söyledi. Gökçe, kullanılan toplam enerjinin yüzde 69’unun ithal edildiği Türkiye’de sadece binaların enerji verimli hale getirilmesiyle, her yıl 9 milyar Dolar tasarrufun elde edilmesinin mümkün olduğunu da sözlerine ekledi.
11-18 Ocak Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada bulunan İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Gökçe, enerjinin israf edilmemesi için binalarda ısı yalıtımının gerekli olduğunun altını çizdi. Gökçe, şunları söyledi: “Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan 2019 yılı Enerji Dengesi raporuna göre, ülkemizde 2019 yılındaki enerji tüketiminin 2018 yılına göre yüzde bir oranında artarak yaklaşık 109.6 milyon TEP olarak gerçekleşti.
Ülkemizde enerji ihtiyacımızın yüzde 69’u ithal ediliyor. 2018 yılında yaklaşık 43 milyar Dolar olarak gerçekleşen enerji ithalatımız, 2019 yılında yüzde 4,2 azalarak 41 milyar 185 milyon Dolar’a düştü. Sektörlere göre enerji tüketimi incelendiğinde; uzun bir zaman sonra, konut ve hizmet sektörlerinden oluşan bina sektörü de yaklaşık yüzde 32,6’lık bir pay alarakyüzde 31,5’lik pay alan sanayi sektöründeki enerji tüketimini geçti. Tüm raporlar, açıklamalar, istatistikler ve çalışmalar, binalarda enerji verimliliğinin çok öncelikli ele alınması gereken bir konu olduğunu ortaya koyuyor. Konutlarda kullanılan enerjinin yaklaşık yüzde 80’lik bir bölümü ısıtma ve soğutma amacıyla tüketiliyor. Dolayısıyla ‘ısı yalıtımı’ sağladığı yüzde 50-60’lardaki verimlilikle tüm gelişmiş ülkelerin sıklıkla başvurduğu bir tedbir olarak öne çıkıyor.“
Türkiye’de 14 Haziran 2000 tarihinden itibaren yeni binalarda ısı yalıtımı yapılmasının zorunlu hale getirildiğini hatırlatan Gökçe sözlerini şöyle sürdürdü: “ “Yürürlükteki mevzuatlarımızla halen 2008 yılında tanımlamdığımız enerji limitlerini kullanıyoruz. Biz 12 yıldır enerji verimliliği anlamında yerimizde sayarken AB birçok adım attı. Önce 20/20/20 hedefleri çerçevesinde enerji verimliliğinde en az yüzde 20 iyileşme hedefini yerine getirdiler. 2030 yılı için yüzde 32,5’luk yeni hedef belirlediler. AB’de 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü neredeyse sıfır enerjili olarak üretiliyor. 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor.”
Neredeyse sıfır enerjili bina konseptinde yalıtımın öneminin çok büyük olduğunun altını çizen Gökçe, şunları söyledi: “Ülkemizde enerji verimliliği alanında maalesef bu noktadan çok uzaktayız. Ülkemizde yalıtım ile ilgili yasal düzenlemeler henüz AB ülkeleri seviyesinde değil. Şimdi AB ile aradaki farkı kapatacak şekilde büyük ve kararlı adımlar atarak enerji verimliliği hedeflerimize ulaşmamızın zamanı. TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardının 2019 yılı içerisinde başlayan revizyon çalışmaları tamamlandığında dört mevsimi yaşayan ülkemizin soğuk bölgelerimizde ısıtma ihtiyacına, sıcak bölgelerinde ise soğutma ihtiyacına göre tasarım yapılmasına imkan sağlanacak. TS 825 standardının tamamlanması ile enerji verimliliği anlamında AB ile aramızdaki mesafeyi kapatacak esaslı adımları atarak cesur bir şekilde enerji limitlerimizi belirlememiz gerekiyor. Bu çalışmalar kapsamında ülkemiz için neredeyse sıfır enerji verimli bina tanımı yapılmalı ve hedef olarak ortaya konulmalıdır.”
Gökçe, yapılan çalışmalar sonucu Türkiye’de çevre ile ilgili taahhütler de dikkate alındığında mevcut limitlerin yaklaşık 2-2,5 kat iyileştirilmesi gerektiğinin ortaya koyulduğunu söyledi. Gökçe şöyle devam etti: “Bu iyileştirme ile nihai enerjiden 2023’e kadar yaklaşık yüzde yedi, 2030’a kadar yaklaşık yüzde 14 ve 2050’ye kadar yaklaşık yüzde 28 oranında tasarruf edilebileceği ortaya konuluyor. Çalışmalarımızda sadece yeni binalarda alınacak tedbirler ile hedeflere ulaşılamayacağı, aynı zamanda bina yenileme hızımızın da artması gerektiği ortaya konuldu. Ülkemizde mevcut bina stokumuzun sadeceyüzde 20,07’si ısı yalıtımı ile ilgili mevzuatlar kapsamında. Yüzde 80’lik mevcut bina stokumuza yönelik tedbirler almadan arzulanan enerji verimliliği hedeflerine ulaşılması mümkün değil. Bu çerçevede mevcut binaların enerji verimli hale gelmesi için bir an önce kamu kuruluşları tarafından teşvik mekanizmaları ve finansman destekleri hayata geçirilmelidir.”
Kendi kaynaklarımızla ürettiğimiz enerjiyi de dahil ettiğimizde Türkiye’nin toplam enerji maliyetinin 60 milyar Dolar civarında olduğunu vurgulayan Gökçe, “Ülkemizde sadece binaların enerji verimli hale getirilmesiyle (En az C sınıfı binalar) her yıl 9 milyar Dolar tasarruf elde etme potansiyelimiz var. Ayrıca Türkiye’nin gerçekleştirdiği toplam ithalatın içerisinde en büyük pay enerjiye ait. Enerji ithalatının dış ticarette yarattığı bir açık var. Dolayısıyla binalarda her yıl sağlanan 9 milyar Dolar tasarrufun, ülke ekonomisine ciddi bir katkısı olacaktır” dedi.
Enerji verimliliği sağlamak için doğru malzeme ve uygulamanın önemli olduğuna dikkat çeken Gökçe, şu uyarılarda bulundu: “Yalıtım uygulamalarında arzu edilen performansı elde edebilmek için doğru kalınlıkta doğru malzemelerin doğru kişilerce uygulanması gereklidir. Bu anlamda vatandaşlarımıza İZODER’e üye üretici ve uygulayıcı firmalar ile çalışmalarını öneriyoruz. Vatandaşlarımız ürünlerde CE işareti, çalışanlarda ise (MYK) Mesleki Yeterlilik Belgesini mutlaka sorgulamalı, yönetmelik ve standartlara uygun doğru kalınlıkta malzemelerle yalıtım yapılmasına dikkat edilmelidir. Vatandaşlarımız ürünlerin mevzuatlara uygun kalınlıkları ile ilgili bilgi almak için İZODER’e başvurabilirler. Doğru yalıtım, binaya sağladığı tasarruf ve verimlilikle maliyetini geri ödemektedir. Doğru yalıtım, doğru yatırımdır.”