Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED)’nin kuruluşunun 40’ıncı yılı vesilesiyle düzenlediği ve beş gün sürecek Uluslararası Yatırım Zirvesi başladı. SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda düzenlenen zirve uluslararası yatırımların gelecek dönemdeki seyrine dair güçlü öngörüler ortaya koyacak.
Uluslararası şirketlerin Türkiye’deki verimliliğini ve ülkenin yatırım cazibesini artırmak için 1980 yılında kurulan Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED)’nin düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi başladı. Türkiye’ye gelen doğrudan uluslararası yatırımların yüzde 85’ini temsil eden, 30 ülkeden ve 15 sektörden gelen üyeleri olan YASED, 40’ıncı yılında dünyanın önde gelen uluslararası yatırımcılarını ilk defa düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde bir araya getirdi. SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda cuma gününe dek sürecek olan Uluslararası Yatırım Zirvesi, küresel yatırım ortamının değerli ve tanınmış isimlerinin katılacağı panel ve konuşmalar ile alanında gerçekleşen en önemli zirvelerinden biri olacak.
YASED Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde üst düzey devlet temsilcileri, çok uluslu ve uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticileri, akademisyenler ve fütüristler bir araya gelerek, küresel yatırım ortamında karşılaşılacak zorlukları, küresel tedarik zincirlerini, dijitalleşmeyi, etki yatırımlarını ve girişimci ekosistemini yorumlayacak.
Zirvenin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünlere kadar olduğu gibi bundan sonra da YASED’in yapıcı rolünü devam ettireceğine olan inancını vurguladı. Covid-19 salgının Türkiye gibi üretim gücü yüksek ülkelerin önünde yeni fırsat pencereleri açtığını anlatan Erdoğan, “Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışında olan uluslararası yatırımcılar için çok önemli avantajlar sunduğumuza inanıyorum. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılarına ‘Gelin Türk misafirperverliğinin farkına varın’ diyorum. Uluslararası müteşebbisleri asla yabancı yatırımcı olarak görmedik. Kendi insanımıza hangi imkanları sağlıyorsak, Türkiye’ye güvenen tüm girişimcilere de aynısını sağlıyoruz” dedi
Zirvedeki uluslararası yatırımcılara seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da Türkiye’nin avantajlarını anlattı. Oktay, “Türkiye’nin küresel avantajları ve değer teklifi şunları kapsıyor: Siyasi istikrar, yatırımcı dostu bir yasal çerçeve, fikri ve sınai hakların korunması, yüksek vasıflı bir iş gücü havuzu, geniş bir iç pazar, bölgedeki dış pazarlara yakınlık, ihracat kolaylığı, altyapı yatırımları, rekabetçi maliyetler, güçlü ve çeşitlilik arz eden tedarik zinciri ve de geniş bir Ar- Ge teşvikleri yelpazesi” dedi.
Türkiye’nin YASED üyesi şirketler için ikinci ev olduğunu belirten YASED Başkanı Ayşem Sargın, uluslararası doğrudan yatırım için düşüş eğiliminin en az birkaç yıl daha devam etmesinin beklendiğini söyledi. Birleşmiş Milletler’in, Covid-19 salgınını “küresel ekonomi ve uluslararası doğrudan yatırım için bir arz, talep ve politika şoku” olarak tanımladığını hatırlatan Sargın, yatırımcıların ilk defa bu büyüklük ve sürede bir küresel şok ile yüz yüze geldiğinin altını çizdi. Bunun da 2020’nin ilk yarısında küresel uluslararası doğrudan yatırımlara yüzde 49 düşüş olarak yansıdığını ifade eden Sargın, “Şimdi, bu şokun küresel ekonomide uzun süreli değişim yaratacağını görüyoruz. İş dünyası, karar alıcılar, denetleyiciler ve sivil toplum, daha iyiye doğru bir dönüşüm için hiç olmadığı kadar inovatif olmalı.”dedi.
Salgının ya da iklim değişikliği gibi ortak zorlukların küresel iş birliği gerektirdiğinin öğrenildiğinine dikkat çeken Sargın sözleirni şöyle sürdürdü: “Sürmekte olan salgın, bir kez daha dünyadaki tüm ülkelerin birbirine bağlı olduğunu hatırlattı. Oyunun kuralları değişiyor ve yatırımcılar salgın sonrası süreçte rekabetçi kalmaya hazırlanırken bugünün değişen dinamiklerini yakalamaya çalışıyorlar. Uluslararası doğrudan yatırım için, düşüş eğiliminin en az birkaç yıl daha devam etmesini bekliyoruz. Fakat, diğer her şey gibi, uluslararası doğrudan yatırım da dönüşecek ve iyileşecek. Bölgeselleşme, yatırımların ülke içine taşınması, üretimin ulusallaşması ve küresel tedarik zincirinin yeniden şekillendirilmesi gibi bazı trendlerin yükselmesini öngörüyoruz. Tüm bu değişimlere rağmen, küresel pazarın yatırımcılara yeni imkanlar sunmaya devam edeceğini biliyoruz.”