Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency /IEA)’nın amiral gemisi niteliğindeki yayını Dünya Enerji Görünümü 2020 (World Energy Outlook 2020 / WEO 2020) yayımlandı. Covid-19 krizinden çıkmanın farklı yollarının araştırıldığı raporda; önümüzdeki 10 yılın en önemli dönemine odaklanıldı. Bu çerçevede Covid-19 salgınının bu yıl kömür, petrol, doğal gaz, yenilenebilir enerji ve elektrik gibi kaynaklarla karbon emisyonlarına etkisi ele alındı. Rapora göre güneş enerjisi, elektriğin yeni kralı oluyor …
Önümüzdeki on yıla odaklanan Paris merkezli IEA’nın Dünya Enerji Görünümü 2020 Raporu, Covid-19 krizinden dört farklı çıkış yolunu araştırıyor. Bunlar: Belirlenmiş Politikalar Senaryosu (Stated Policies Scenario/ STEPS) Gecikmeli Kurtarma Senaryosu (Delayed Recovery Scenario/DRS), Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosu (Sustainable Development Scenario /SDS) ve 2050’ye kadar Net Sıfır Emisyonlar /Net Zero Emissions by 2050 case /NZE2050).
Koronavirüs döneminde küresel enerji talebi 2020’de yüzde beş azalırken; enerjiyle ilgili CO 2 emisyonları yüzde yedi ve enerji yatırımları da yüzde 18 oranında düşecek. Raporda bu etkilerin yakıta göre değişiklik göstereceğinin altı çiziliyor. Bu bağlamda; petrol talebindeki yüzde sekizlik ve kömür kullanımındaki yüzde yedilik tahmini düşüşler, yenilenebilir enerjinin hafif bir artış göstermesiyle tezatlık sağlayacak. Diğer yandan doğal gaz talebindeki azalma yüzde üç civarındayken; küresel elektrik talebi de yüzde iki oranında azalacak. Doğal gaz talebi ise aralıksız devam eden 10 yıllık büyümenin ardından bu yıl yüzde beş azalacak.
Yeni elektrik üretim teknolojileri kümesinin merkezinde güneş enerjisi bulunuyor. Raporda geçen on yıldaki keskin maliyet düşüşleriyle beraber güneş PV’nin, çoğu ülkede kömür veya gazla çalışan elektrik santrallerinden daha ucuz hale geldiğine dikkat çekiliyor. Bununla beraber güneş enerjisi projelerinin şimdiye kadar görülen en düşük maliyetli elektriği sunduğu vurgulanıyor.
Rapora göre yenilenebilir kaynaklar, kömürü şebekeden uzaklaştıracak ve talep artışının yüzde 80’ini 2030’a taşıyacak. Hidroelektrik, en büyük yenilenebilir elektrik kaynağı olmaya devam etse de güneş enerjisi, hızlı büyümede başı çekecek. Onu kara ve deniz rüzgâr enerjileri izleyecek.
Yenilenebilir enerjide yükselişe tanık olunacağına dikkat çeken IEA Başkanı Fatih Birol, öne çıkan sektörün güneş enerjisi olacağını vurguladı. Birol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güneş ve rüzgârda çok daha büyük kapasite büyümesine şahitlik edebiliriz. Güneş enerjisi de artık dünya elektrik piyasalarının ‘yeni kralı’ olacak. İki yıl sonra güneş enerjisi alanında yeni rekorlar görülebilir. Bu konudaki temiz enerji yatırımları hızlandırılırsa iklim değişikliğiyle mücadelede çok olumlu katkılar sağlanmış olur.”
Politikalarda daha büyük bir değişiklik olmadığı için petrol talebinde hızlı bir düşüş öngörmek için henüz çok erken. Gelişmekte olan piyasalar ve ekonomilerde artan gelirler, başka yerlerde petrol kullanımındaki azalmaları dengeleyerek hareketlilik için güçlü bir temel talep yaratıyor.
Raporda; Salgından kaynaklanan düşük fiyatlar ve talebe yönelik aşağı yönlü revizyonların, gelecekteki petrol ve gaz üretiminin değerini yaklaşık dörtte bir düşürdüğü vurgulanıyor. Pek çok petrol ve gaz üreticisinin özellikle Irak ve Nijerya gibi ülkelerde hidrokarbon gelirlerine yüksek bağımlılıktan dolayı şiddetli mali baskılarla karşı karşıya olduğuna değiniliyor. Bu çerçevede bazı büyük petrol ve gaz ihracatçılarının ekonomilerini çeşitlendirmek ve reforme etmek için her zamankinden daha fazla çaba sarf etmelerinin kaçınılmaz olduğunun altı çiziliyor.
Net sıfır emisyona ulaşmak için hükümetlerin, enerji şirketlerinin, yatırımcıların ve vatandaşların hepsinin aynı gemide olması gerekiyor. Bu bağlamda net sıfıra giden herhangi bir yol için şirketlerin yatırım taahhütleri ve ölçülebilir etki ile desteklenen açık uzun vadeli stratejilere ihtiyacı olacak. Finans sektörünün, temiz teknolojilere geçişi kolaylaştırması, fosil yakıt şirketlerinin ve enerji yoğun işletmelerin geçişlerine yardımcı olması gerekecek. Vatandaşların katılım ve seçimleri ( evlerin ısıtılması veya soğutulması ya da seyahat etme şekilleri) de önemli rol oynayacak.
Raporda; Covid-19’un olağanüstü bir belirsizlik yarattığı bir anda, hükümetlerin harekete geçmek ve başkalarının eylemlerine rehberlik etmek için eşsiz bir kapasiteye sahip olduğu belirtiliyor. Bu bağlamda raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Stratejik vizyon, yeniliğe teşvik, tüketiciler için teşvikler, politika sinyalleri ve özel aktörlerin eylemlerini hızlandıran kamu maliyesi ve hızlı değişimden geçim kaynaklarının etkilendiği topluluklara destek sağlayarak öncülük edebilirler. Tedarikin güvenilirliği veya karşılanabilirliği için istenmeyen sonuçlardan kaçınmakla yükümlüdürler.”