Geçtiğimiz günlerde Science Based Targets, UN Global Compact ve We Mean Business’ın çağrısına cevap veren toplam piyasa değeri 2,4 trilyon Doları aşan ve beş milyondan fazla çalışanı temsil eden 155 şirket, hükümetleri COVID-19 salgını ile ilgili ekonomik yardım ve kurtarma çalışmalarını iklim krizine uyarlamaya çağıran bir bildiri yayınladı.
Firmalar, iklim krizinin, salgın krizine göre çok daha vahim sonuçlarının olacağının altını çizerek, 1,5 santigrat derece taahhütlerinin yerine getirilebilmesi ve gelecekte yaşanabilecek şoklara karşı direnç sağlanabilmesi için güçlü iklim politikalarına ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı.
Paris İklim Anlaşması’nı imzalayan ülkeler, küresel sıcaklık artışının iki santigrat derecenin altında tutulmasını taahhüt ediyor. Ancak sıcaklık artışının etkileri üzerine yapılan son çalışmalar, ülke taahhütlerinin 1,5 santigrat derecenin altına çekilmesinin gerekliliğini vurguluyor.
İklim krizi ile ilgili farkındalık çalışmalarını COVID-19 salgını döneminde de durdurmadıklarını ifade eden Global Compact Türkiye Çevre Çalışma Grubu Eş Başkanı Servet Yıldırım şu bilgileri aktardı: “Ulusal Katkı Beyanları’na ve SKA’lara ulaşmak amacıyla çevre ile ilgili adımlarımızı daha somut bir seviyeye çıkarmamız gerekiyor. Bu kapsamda UN Global Compact olarak sera gazı emisyonu, hava kirliliği, su ve malzeme yönetimi ve atık yönetimi gibi temel konulardaki çalışmalarımızı yaşadığımız bu pandemi döneminde tekrar ele alıyoruz. Pandemi sırasında da küresel bir iklim krizi ile karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha hatırlamamız gerekiyor.”
İklim ve çevre krizinin her zaman olduğu gibi şimdi de gündemlerinde olduğunu vurgulayan Yıldırım: “Maalesef bu konu, pandemi sonrasında da hayatımızda olacak. Tarih boyunca yaşanan tüm krizlerde karbon emisyonları düşerken, kriz sonrasında eskisinden daha da yüksek karbon emisyonu rakamlarına ulaşıldı. Dolayısıyla eylem planlarımızı çevre konusunu da ele alarak değerlendirmemiz ve iş modellerimizi bu yönde değiştirmemiz gerekiyor. Birçok şirket, bu zor zamanlarda bile emisyon azaltma planlarını benimsemenin gerçekten mümkün ve karlı olduğunu bizlere gösteriyor.” dedi.
Politika yapıcıların, yeşil büyümenin en iyi büyüme stratejisi olduğunu gösteren aksiyonların aldığını görmekten mutlu olduklarını dile getiren Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı: “COVID-19 salgını yaşadığımız son kötü olay olmayacak. Bugünler bizi bekleyen daha büyük sınavlar için adeta bir test niteliğinde. Bu krizden aldığımız en büyük ders, şirketlerin yaşanabilecek krizlere karşı daha hazırlıklı olmaları gerektiğidir. Bu doğrultuda iş dünyası olarak cesur ve vizyoner iş birliklerine ihtiyacımız olduğunu söylemek istiyorum. Yeni normalin, dünyamıza zarar vermemesi adına herkesi bir aktivist gibi davranmaya çağırıyoruz. ”
2019 yılında plastik kirliliği ile mücadele kapsamında İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, TÜSİAD iş birliği ile hayata geçirilen İş Dünyası Plastik Girişimi’nin pandemi döneminde şirketlere yol göstermeye devam ettiğini belirten Global Compact Türkiye, plastik atığının ekosistem dengeleri üzerinde oluşturduğu riske 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında bir kez daha dikkat çekti. Sağlık ve hijyen malzemelerinin yanı sıra açıkta ürün satın almama isteği, meyve ve sebzelerin marketlerde poşetle satılır hâle gelmesi bu dönemde tek kullanımlıklara olan talebi; buna bağlı olarak da plastik atık oranını artıran etkenler arasında bulunuyor.
Global Compact Türkiye, önümüzdeki dönemde alınan önlemlerin ve değişen tüketim alışkanlıklarının plastik atığı ile mücadeleye zarar vermeyecek şekilde kurgulanması gerektiğini vurguluyor.