Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) yeni YEKDEM sistemi ile ilgili yaptığı açıklamada EMO’nun, YEKDEM’in ayrıcalıklı şirketlere kaynak aktarma mekanizması gibi kullanılması ve bunun elektrik tarifeleri üzerindeki olumsuz etkilerine` yönelik mücadelesinin sonuç verdiğini bildirdi. Ancak uygulamadaki yanlış fark edilse de yanlıştan tam olarak dönülmediği belirtilen açıklamada, YEKDEM Yönetmeliği`nin amacına uygun hale getirilmesi gerektiği vurgulandı.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimini Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında; 1 Temmuz 2021 ile 31 Aralık 2025 arasında devreye girecek YEK belgeli santrallarda üretilen elektrik için 10 yıl boyunca alım garantili fiyat uygulanacak ve bu santrallarda yerli ekipman kullanılması halinde de beş yıl boyunca ek yerli katkı desteği verilecek.
EMO, konuyla ilgili Resmî Gazete`de 30 Ocak 2021 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’na atıfta bulunduğu açıklamada: “EMO`nun yıllardır ısrarla dile getirdiği şekilde, “ödemelerde Türk Lirası`na geçilmesi” adına önemli ancak YEKDEM suistimali devam etmektedir. 30 Haziran 2021 tarihine kadar işletmeye girecek olan YEK belgeli elektrik üretim tesislerine 10 yıl süresince, işletmeye girdiği tarihten itibaren (yerli aksam desteği hariç) kilovatsaat başına 7.3 cent/kWh ile 13.3 cent/kWh Amerikan Doları üzerinden yapılan ödemeler devam etmekte olup; 2020 yılı elektrik üretim verilerine göre YEKDEM toplam maliyeti 46.3 Milyar TL`yi aşmıştır.” İfadelerini kullandı.
Yeni Cumhurbaşkanı Kararına göre; 1 Temmuz 2021 ile 31 Aralık 2025 arasında işletmeye girecek tesislere üçer aylık dönemlerde ÜFE-TÜFE oranları ve döviz kurlarındaki değişimler dikkate alınarak yapılacak güncellemelere göre Türk Lirası üzerinden yapılacak ödemeler, kilovatsaat başına; hidroelektrik 40 kuruş, güneş ve rüzgâr 32 kuruş, jeotermal 54 kuruş, biyokütle kaynakları da 32-54 kuruş arası olarak belirlendi.
EMO, 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun`un TBMM komisyonlarındaki görüşmelerinde; “YEKDEM`in ayrıcalıklı şirketlere kaynak aktarma mekanizması gibi kullanılması nedeniyle elektrik tarifeleri üzerindeki olumsuz etkilerine” dikkat çekmişti. Bu bağlamda EMO, şu önerileri getirmişti:
EMO açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “YEKDEM ödemelerinin TL`ye çevrilerek fahiş teşviklere son verilmesi, biyokütlenin alt gruplara bölünerek atık lastik yakılmasına verilen desteklerin piyasa normallerine çekilmesi olumludur. Ancak HES, JES ve Termal Bertaraf (orman ve tarımsal ürünlerin yakılması) kaynakları için YEKDEM suistimalinin devam edeceği görülmektedir. Kısaca YEKDEM uygulamasındaki yanlışlar fark edilmiş, ancak halen yanlıştan tam olarak dönülmemiştir.”
EMO açıklamasında;HES ve JES’in kollanmaya devam edildiğini; araba lastiği ve belediye çöplerinin hala yenilenebilir sayılabildiğini ve GES, RES ve çöp gazının yeterince yenilenebilir sayılmadığını vurguladı.
EMO açıklamasında nükleer santrallere de değindi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bilindiği üzere 12 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye ile Rusya Hükümetleri arasında Ankara`da imzalanan ve 15 Temmuz 2010 tarih ve 6007 sayılı Kanunla onaylanan Akkuyu Nükleer Santral anlaşması gereği santralın ilk iki ünitesinin üreteceği elektriğin yüzde 70`ine 15 yıl boyunca 12.35 cent/kWh verilmesi kabul edilmiştir. YEKDEM ödemelerinde yarıya yakın indirimler yapılarak TL`ye dönülürken, 10 yıl önce yapılan bir anlaşma ile bütün teknolojik gelişmeleri ve ekonomik gerçekleri görmezden gelerek, Akkuyu Nükleer Santralına halen piyasanın 3 katı maliyetle dolar cinsinden 15 yıl süreli alım garantisi verilmesi kabul edilemez bir durumdur.
Nükleer santralın üreteceği elektriğe mevcut elektrik kurulu gücümüzle bile ihtiyaç yokken belirlenen YEKDEM fiyatları akıllara, nükleer kapasiteye yer açmak için GES ve RES yatırımlarının önü kesilmek mi isteniyor sorusunu getirmektedir.”