Rystad Energy‘nin yeni araştırmasına göre, ticari belirsizliklere rağmen hidrojen ihracatı 2035 yılına kadar amonyak üretimine kayacak.
Hidrojen, karbonsuzlaştırma ve enerji güvenliğine yönelik küresel arayışların ortasında önem kazanırken, birçok büyük altyapı projesi, hidrojen kaynaklarının büyük miktarlarda ihraç edilmesi için daha güvenli ve daha uygun maliyetli bir yöntem olan amonyak biçiminde taşımayı düşünüyor. Rystad Energy’nin tahminleri 174 ihracat terminalinin 2035 yılına kadar hidrojeni amonyağa dönüştürmeye odaklanacağını ve toplam ihraç edilen hacimlerin % 62’sini veya yılda yaklaşık 13,5 milyon tonu (tonnes per annum / tpa) oluşturacağını ortaya koyuyor.
Rystad daha geniş enerji geçişini desteklemek için temiz amonyak taşımacılığı ve ticaretinde önemli bir artış bekliyor. Bununla beraber amonyak ticareti hacminin 2035 yılına kadar 76 milyon tona yani 2020 yılında taşınan ve ticareti yapılan hacmin dört katına ulaşmasını öngörüyor.
Araştırmaya göre başta Afrika ve Kuzey Amerika kaynaklı bu artış, amonyak ihracatında 2050 yılına kadar beş kat artışla 121 milyon tona ulaşacak. Diğer yandan Rystad Energy’nin tahminleri küresel temiz amonyak ihracatının 2050 yılına kadar 121 milyon tpa’ya yükseleceğini, Afrika’nın 40,7 milyon tpa’ya ve Avustralya’nın açıklanan projelere dayanarak 35,9 milyon tpa’ya katkı sağlayacağını da öngörüyor.
Rystad’a göre hidrojen ekonomisi halen gelişiminin ilk aşamalarında olmasına rağmen amonyak talebi mevcut altyapıyı geride bırakma yolunda ilerliyor. Bununla beraber hem özel hem de kamu sektörü, büyük şirketlerin amonyak üreticileri ve hükümetlerle ithalat sözleşmelerini açık artırmaya çıkaran anlaşmalar imzalamasıyla küresel bir hidrojen ekonomisinin gelişmesini destekliyor. Diğer yandan amonyak nakliye endüstrisi hala erken aşamalarındayken hızla genişliyor
Hidrojen penetrasyonunun hızlı ve küresel bir şekilde ilerlediğini vurgulayan Rystad Energy Hidrojen Araştırma Başkanı Minh Khoi Le sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni coğrafyalara giriyor ve pazar beklentilerini aşıyor. Amonyak ticaretindeki patlamayla birlikte mevcut varlıkların tam potansiyeline ulaşmasına acilen ihtiyaç var. LNG terminallerinin dönüştürülmesi, yalnızca mevcut altyapıyı optimize etmekle kalmayıp, aynı zamanda beklenen pazar genişlemesinin ölçeğiyle başa çıkabilecek stratejilerin yeniden değerlendirilmesini teşvik ederek iyi bir çözüm olabilir.”