Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği (EUROSOLAR Türkiye) tarafından 2011 yılından beri düzenlenen 12. Uluslararası 100% Yenilenebilir Enerji Konferansı IRENEC 9 Haziran’da başladı. EUROSOLAR Türkiye Başkanı Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar fosil yakıtların yerin altında kalması gerektiğini belirtirken; Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden de “ Yüzde 100 yenilenebilir enerji bir gün bizim gerçeğimiz olacak.”dedi .
9-11 Haziran 2022 tarihlerinde IRENEC Online Konferansı’nın 12.si başladı. Konferans’ın açılışında konuşan Yenilenebilir EUROSOLAR Türkiye Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, günümüzde gelinen noktada özellikle de Covid-19 pandemisinden sonra atmosferin içinde yaşamın korunabilmesi için artık tamamıyla fosil yakıtların yerin altında kalması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Uyar şu bilgileri aktardı: “Atmosferin içindeki yaşam 400 bin yıl önce bugünkü kalitesine ulaşmış fakat biz 170 yıldır Sanayi Devrimi’nden bugüne yaptığımız insan etkinlikleriyle yerin altından kömürü, petrolü, doğal gazı çıkartıp atmosferin içinde yaşanmaz hale getirmişiz.”
Günümüzde her yıl 8,7 milyon kişinin hava kirliliğinden öldüğünün altını çizen Prof. Uyar kronik hastaların 6 milyonunun da koronavirüs ile kaybedildiğini vurguladı.
Konuşmasında Avrupa Yeşil Mutabakatı adı altında 2050 yılını hedefleyen programa da değinen Prof. Uyar sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm Avrupa Birliği ülkelerinin bütün kentleriyle iklim nötr hale gelmesi bir program haline dönüştü. Buna da kaynak ayırdılar. Bununla beraber Avrupa misyonlar oluşturdu; 100 şehir seçildi. 2030’da iklim nötr olmak için Türkiye’den de İzmir ve İstanbul seçildi. 12. IRENEC toplantısında bunları ele alacağız.”
Dünyanın çokkarmaşık bir kriz senaryosunun için olduğunu vurgulayan Konferansı’ın açılış konuşmacılarından Beykent Üniversitesi Rektörü Murat Ferman ise gıda, enerji, jeopolitik riskler ve birçok farklı faktörden oluşan bir krizden bahsedildiğinin altını çizdi. Bu krizin enerji ile alakalı bir yönünün olduğunu belirten Ferman, enerjinin hiçbir zaman sadece kendisi ile alakalı bir husus olmadığının da altını çizdi. Ferman sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinden yalnızca birkaç gün sonra Belçika’nın siyasi koridorlarında enerji ile alakalı çevresel sorunlardan bahsedilmeye başlandığını duyduk. Dediler ki; kusura bakmayın biz AB olarak sıfır karbondioksit emisyonu projesinden geri adıma attık. Fransa ise 14 göz ardı edilmiş nükleer santraline yeniden yatırım yapacağını belirtti. Charle de Gaulle zamanında Fransa dünyanın en büyük nükleer üreticilerinden biriydi. Bu olaydan sonra ihtişamlı günlerine dönmeyi planladıklarına dair izlenimler alıyoruz. Hindistan’a parmaklar gösteriliyor yani kömür kirli ama kömür kullanımının parasal olarak ranta vurulması durumunda yine kullanılabileceğine dair bazı mesajların verildiğini görüyoruz.”
Sorunlara ve meydan okumalara karşı güçlü bir duruş göstermek için akademik dil oluşturması gerektiğini belirten Ferman şunları söyledi: “Çünkü şu anda oldukça ilginç bir zamandan geçiyoruz; tehlikeler oldukça açık. Fosil yakıt endüstrisinden çekinmememiz gerekiyor. Buna karar alıcılarla politikacılarla yakınlar. Ancak toplumu aydınlatma, bilimsel veriler sunma, test edilebilir onaylanabilir veriler sunma görevi ve bunları dökümante etme kanıtlama görevi bizlere düşüyor. Kendi çalışma alanlarımızda bunları yapmamız zaruri ve fizibil alternatif çözümler sunmak da bizim görevlerimiz arasında. Bu amaçla bu toplantı yapılıyor.”
12. Uluslararası 100% Yenilenebilir Enerji Konferansı IRENEC Online Konferansı’nda yaptığı konuşmasında “‘ %100 yenilenebilir enerji bir gün bizim gerçeğimiz olacak “diyen Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden sözlerini şöyle sürdürdü: “ Geçtiğimiz 10 yıl o kadar hızlı büyük değişim getirdi ki hem teknolojik olarak rüzgar enerjisi hem güneş enerjisi hem de diğer yenilenebilir enerji teknolojilerinin şu anda ticarileşenler de dahil çok hızlı bir şekilde verimlilikleri arttı, teknolojik olarak geliştiler ve ticari olarak rekabetçi hale geldiler.”
Dünya ve Türkiye ölçeğinde mevcut rakamlara bakıldığında rüzgar enerjisinin geçen yılın sonu itibarıyla dünyada 840 GW’lık bir kurulu güce ulaştığını belirten Erden, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan 5-6 sene önce yılda 10 GW’lık bir kurulum yapıldığında muazzam büyük rakamlar olarak değerlendirilirdi. Halbuki bundan birkaç sene öncesinde Çin 50-60 GW’lık yıllık kurulumlara erişti. Çok hızlı bir şekilde şu anda dünya bir önceki yılda neredeyse 100 GW’lık bir kurulum yaptı. Bu belki bize çok büyük rakamlar gibi geliyor ama şu an yaşadığımız Ukrayna-Rusya savaşı, doğal gaz tedarikindeki problemler doğu-batı arasındaki covid sırasındaki tedarik zinciri problemleri ve sonrasında ekonomik ve lojistik çekişmeler dikkate alındığında aslında özellikle batı dünyasında Avrupa ve ABD de aynı zamanda da doğuda muazzam ölçüde yenilenebilir enerjiye doğru bir eğilim olduğunu görüyoruz. Son 10 yılda olanın misliyle rüzgar ve güneş kurulumlarının gerçekleşeceğini öngörüyoruz.”
AB’nin yeni açıkladığı politikalar çerçevesinde 1990 ile kıyaslandığında 2030 yılında emisyonu %55 düşürmeyi hedeflediğini belirten Erden, AB’nin 2030’da 450 GW yeni santral yapmayı amaçladığının da altını çizdi. Erden şöyle konuştu: ” Dolayısıyla rüzgar enerjisinin karbon nötre etkisi nerededir? diye bahsettiğimiz zaman aslında tam işin göbeğinde. İşin göbeğinde temelde aslında birkaç unsur var. Bunlar: rüzgar (onshore ve offshore dahil), güneş, enerji verimliliği ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum faydalanmak. Bu çerçeveden bakıldığında gelişen teknoloji tabi türbin boyutlarını oldukça büyüttü. Kurulu güçler büyüdü, derinlikler 10 sene tahmin etmediğimiz seviyelere çıkmış durumda. 10 yıl önce 1,5 ila 2 MW’lık türbinlere yatırım yapılırken; bugün 6-7 MW ölçeğindeki türbinler lanse edilmiş durumda. 4,5 ila 6 MW aralığındaki en yaygın kurulan türbinler haline geldi. Gelecek yıllarda da türbin boyutları, kurulu güçleri ve derinlikleri özellikle offshore türbininler daha da artacak ve bu gelişimin devam edeceğini öngörüyoruz.”
Türkiye’de de dünyada da rüzgar potansiyeline sahip her bölgede yoğun şekilde rüzgar yatırımları yapıldığını vurgulayan Erden, karasal türbinlerin yanında deniz üstü yani offshore teknolojilerin de muaazam bir şekilde gelişip, yaygınlaştığının altını çizdi. Erden şu bilgileri aktardı: “İleri derecede otomasyon uygulamaları, dijitalleşme ve yapay zekanın yenilenebilir enerji tesislerine ve rüzgar özelinde uygulanmasıyla beraber rüzgar santrallerinde verim azami seviyeye arttırılacak ve yaygınlığı hem konvansiyonellerle rekabet etmek hem de şebekede güvenilir bir kaynak olmak açısından güçlenerek devam edecek. Enerji piyasası içerisinde varlığını sürdürecektir. Bu gelişmelerin tümünün dünyada karbon nötr hedeflerine en büyük desteği sağlayacak yine iki teknolojiden biri olan rüzgar enerjisi teknolojilerini geleceğin enerji dünyasında en önemli enerji kaynaklarından biri haline getirebileceğini söyleyebiliriz.”
Rusya- Ukrayna Savaşı’nın ve pandeminin ülkeler arasında devam eden ticari problemler olduğuna da değinen Erden şöyle konuştu: “Rüzgar teknolojinin rekabetçiliği ve tedarik zinciri açısından olumsuz etki ortaya koyuyor. Çünkü maliyetler çok yükseliyor ve tedarik zinciri sıkıntı yaşıyor.”
Dünyanın iki büyük türbin üreticisinin siber saldırılarda çok büyük darbe aldığına da değinen Erden şunları söyledi: “Dolayısıyla bu da dijitalleşirken güvenilir hale gelmek gerektiğini gösteriyor. Bu vb. engeller dikkate alınarak gerçekten iyi risk yöntimi yapılarak, gelecekte bunlarla tekrar karşılaşmadığımız durumda rüzgar enerjisi diğer yenilenebilir kaynaklarla beraber karbon nötrlüğe destekleyecek en önemli teknolojilerden biri olacaktır.”
Avrupa’da sürdürülebilir enerji ile alanında uzun yıllardır yıllardır çalışmalar yapan araştırmacı Dr.Wolfgang Palz ise yenilenebilir enerjiye geçilmesinin iklim değişikliği ile de doğrudan orantılı olduğunun altını çizdi. Palz sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim değişikliği bize gerçekten bir şey yapılması gerektiğini gösteriyor. Gelecekte yenilenebilir enerji büyük önem kazanacak Peki Türkiye ne yapıyor bu alanda? Türkiye yenilenebilir enerji anlamında dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri. Hidroelektrik santralini de sayarsak yani konvansiyonel bir yenilenebilir enerji olarak nitelenebilir, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi kullanılıyor Türkiye’de esasen şu an itibarıyla mükemmel bir durumda. Dünyada durum nedir peki? Dünya 500 GW kurulu solar enerji vardı son dört senede bu ikiye katlandı. 1 TW’a ulaştı. Bu da 1000 GW’a eşit. Rüzgara bakıldığında ise şu an itibarıyla 900 GW’dan bahsediyoruz.”
Palz, öngörülebilir bir gelecekte dünyanın %100 yenilenebilir enerji ile dönmeye başlayacağını da sözlerine ekledi.