Yeşil Mutabakat ve Paris Anlaşması’nın kendileri için gelecekteki ticaret anlaşmalarının temelini oluşturduğunu söyleyen Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Türkiye ile hem Gümrük Birliği hem de AB aday ülkesi olarak sera gazı emisyonlarının düşürülmesi noktasında birlikte çalışmayı umduğunu söyledi.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED)’nin Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde konuşan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Avrupa Birliği (AB)’nin 17 sürdürülebilirlik hedefi için çalıştığını söyledi. İklim konuları ile ekonomik sürdürülebilirliğin bir arada olabileceğini ve çok büyük fırsatlar barındırdığını anlatan Landrut, 1990- 2018 yılları arasında AB’de sera gazlarının yüzde 23 azaltıldığını ve ekonominin yüzde 61 oranında büyüdüğünü söyledi.
Aynı zamanda pandemi döneminde AB ülkelerinin uzun vadeli sözlerini unutmadığının da altını çizen Meyer-Landrut, 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi. Geçen yıl açıklanan Yeşil Mutabakat (Green Deal)’ın sadece iklim ya da çevre anlaşması olmadığını vurgulayan Meyer-Landrut, bunun AB’nin yeni büyüme stratejisi olduğunu söyledi.
İklim değişikliği için biyoçeşitlilik ile birlikte farklı alanlarda, farklı ülkeler ile birlikte çalışılması gerektiğine değinen Meyer-Landrut, sadece AB içinde bu gazların emisyonlarının azaltılmasının bir şey ifade etmediğini söyledi. Uluslararası iş birliğinin kendileri için zorunlu olduğunu belirten Meyer-Landrut bu nedenle dayanışmanın da bu mutabakatın bir parçası olduğunu belirtti.
Yeşil Mutabakat ve Paris Anlaşması’nın kendileri için gelecekteki ticaret anlaşmalarının temelini oluşturduğunu ifade eden Meyer-Landrut, şöyle devam etti: “Bu anlamda yeni ticaret anlaşmaları çevre ile dost projelerin satın alınması anlamında çalışıyor ve yenilenebilir enerji üzerine odaklanıyor. Buradaki opsiyonlardan biri ise Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması. Biliyorum ki Türkiye’deki paydaşlarımız da bu düzenlemeyi merakla bekliyorlar. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, karbon kaçağı olabilecek bütün sektörlerde uygulanacak. AB Komisyonu Temmuz’da konsültasyonu başlattı. 28 Ekim’de bu süreç sona erdi. 2021’in ikinci yarısında hazır olacak. Tabi ki bütün mekanizmalar Dünya Ticaret Örgütü’nün belirlediği kurallarla da uyumlu olacak.”
2030 iklim ve enerji hedeflerine ulaşılması için yıllık olarak 260 milyar Avro ilave yatırıma ihtiyaç duyulduğunu belirten Meyer-Landrut, bu bağlamda, AB’nin Sürdürülebilir Yatırım Planı’nın da iklim nötr yeşil ekonomiye geçiş açısından dönüşüme olanak sağlayacağını söyledi. Meyer-Landrut şunları söyledi: “Bu yönde hazırlanan finansal stratejiler sürdürülebilir yatırımların hayata geçirilmesi açısından faydalı olacak. Tüm bu çalışmalar Avrupa Komisyonu tarafından kurulan, iş ve finans dünyasının, STK’ların, Business Europe’un da dahil olduğu Sürdürülebilir Finans Platformu iş birliği ile yürütülecek. Rakamlar Türkiye ve AB’nin önemli ticari ortak olduğunu gösteriyor. Özellikle tedarik zinciri anlamında… İklim değişikliği konusundaki önlemler çok önemli ve bu ortaklığın devam etmesi için de çok öncelikli. Türkiye ile hem Gümrük Birliği hem de AB aday ülkesi olarak sera gazı emisyonlarının düşürülmesi noktasında birlikte çalışacağımızı düşünüyorum.”