Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne 16 Eylül 2010 tarihinde taraf olan Abdi İbrahim, 10’uncu İlerleme Raporu’nu yayınladı. Abdi İbrahim, yayınladığı İlerleme Raporu’nda hem Türkiye’deki hem de dünya genelindeki gelişimini ve kararlılıkla attığı adımları gözler önüne seriyor.
2019 yılında sürdürülebilirlik çalışmalarına hız veren Abdi İbrahim, 1 Ocak 2020’den itibaren Esenyurt’ta bulunan kimyasal ilaç üretim tesisi, biyoteknolojik ilaç üretim tesisi AbdiBio, Ar-Ge Merkezi ve insansız teknolojistik merkezi ile tüm yardımcı işletmelerdeki elektrik ihtiyacının tamamını rüzgâr ve güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından kullanma kararı aldı. İlk olarak üretimde başlayan yenilenebilir enerji kullanımı, kademeli olarak tedarik sürecinden hammadde alımına, pazarlama ve satış aşamasından son tüketiciye kadar devam eden tüm yolculukta uygulanacak. Böylece 2030 yılında Abdi İbrahim’in karbon ayak izinin sıfıra indirilmesi hedefleniyor.
Su sürdürülebilirliği konusunda da önemli bir adımı atan Abdi İbrahim, Ocak 2020’de Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi girişimi olan CEO Water Mandate’nin imzacıları arasına katılan ilk Türk ilaç şirketi oldu. Böylece dünyanın her yerinde eş zamanlı olarak sürdürülen su koruma politikalarına şirket taahhütleriyle destek verecek.
İbrahim, her yıl BM Küresel İlkeler Sözleşmesi İlerleme Raporu’nu paydaşlarının dikkatine sunuyor. Bu kapsamda 10. İlerleme Raporu’nu paylaşmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Abdi İbrahim Kamu İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Dr. M. Oğuzcan Bülbül şunları söyledi: “Tüm iş süreçlerimize, strateji ve operasyonlarımıza Birleşmiş Milletler’in önceliklendirdiği 17 sürdürülebilir kalkınma hedefinin temeli olan Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 10 küresel ilkesini dahil etmeye odaklanıyoruz. İçinde yaşadığımız toplum ve kaynaklarını kullandığımız dünyamıza karşı duyduğumuz sorumluluğun gereği olarak çevreden yatırıma, istihdamdan sosyal sorumluluğa farklı alanlarda hayata geçirdiğimiz çalışmalarımıza her yıl yayınladığımız İlerleme Raporumuzda detaylı bir şekilde yer veriyoruz.”
Abdi İbrahim’in 2025 vizyonu doğrultusunda, önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik çalışmalarını daha da hızlandıracaklarını vurgulayan Bülbül şunları söyledi: “Abdi İbrahim’in stratejik hedeflerinden birisi olarak düşük karbonlu ekonomiye geçişini sağlamak, 2030 yılında karbon nötr şirket hedefine ulaşmak, faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan çevresel ve sosyal etkileri en aza indirmek ve uzun vadede tüm paydaşları için artı değer yaratmak. Bu amaçla, tüm iş süreçlerimizi Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim (Environmental, Social and Corporate Governance- ESG) bakış açımız ile şekillendiriyor ve sürekli gözden geçiriyoruz. Bu yaklaşımımız, şirketimizin organizasyonel yapısına da entegre etmiş bulunuyoruz. ESG kriterleri çerçevesinde oluşturduğumuz stratejiler, belirlediğimiz hedefler ve hayata geçirilen projeler Yönetim Kurulu seviyesinde “Sürdürülebilirlik Komitesi” tarafından takip edilerek denetleniyor.”
Nihai amaçlarının ESG performanslarıyla bu alanda hem Türkiye’de hem bölgede lider olmak olduğunu söyleyen Bülbül “Sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşabilmek için tedarik, lojistik ve döngüsel ekonomiye geçişimizi sağlamak için üretim süreçleri ve atık yönetimi konusunda Türkiye’nin bu alandaki en iyi şirketleri ve start-up’lar ile her kademede iş birliklerinin arayışı içindeyiz.” dedi.
Bülbül sözlerine şöyle devam etti: “Bunun dışında, CDP ve RE100 gibi şirketimizin sürdürülebilirlik alanındaki atılımını paylaşabileceği ve üyelerinin engin tecrübelerinden faydalanabileceği platformlarda yer almayı ve orta vadede şirketimize ‘B Corp Sertifikası’ kazandırmayı diğer önemli önceliklerimiz olarak belirledik. Bu platformlarda şirketimizi temsil etmeyi, yüzde 100 yerli ve 108 yıllık bir Türk ilaç şirketi olarak önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bunun yanı sıra bu hedeflerin, önümüzdeki dönemde yapacağımız yeni yatırımlar açısından da bize değer katacağını düşünüyoruz. BM Küresel İlkeler Sözleşmesi imzacısı olarak yaşadığımız gezegene ve gelecek nesillere katkıda bulunma sorumluluğumuzu odağımızdan çıkarmayacağız. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin her zaman takipçisi olmayı ve bu hedefleri destekleyecek faaliyetlere öncelik vermeyi sürdüreceğiz.”
Birleşmiş Milletler, 2000 yılında 189 ülkenin devlet başkanı ve başbakanının imzasıyla kamuoyuna açıklanan Milenyum Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak amacıyla dünya genelindeki özel sektör ve kamu kuruluşlarını Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalamaya davet etmiştir. Dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın öncülüğünde başlatılan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) girişimi; bugün 160’ın üzerinde ülkede 12 binin üzerinde üyesiyle dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifidir.
Kamu ve özel sektör kuruluşları tarafından gerçekleştirilen sürdürülebilirlik ve kurumsal sorumluluk çalışmalarının, evrensel ortak standartlar ışığında yürütülmesine odaklanan Küresel İlkeler Sözleşmesi; insan hakları, iş gücü, çevre ve yolsuzlukla mücadele konularında küresel ölçekte ilerleme sağlanmasını hedefleniyor. Günümüz küreselleşme olgusunu sürdürülebilirlik ve kalkınma ilkeleri çerçevesinde yönlendirmeyi öngören Sözleşme, 10 ilkeyi kapsıyor. İmzacı kuruluşlar, bu 10 ilkeyi gönüllü olarak uygulama ve stratejilerini oluştururken dikkate alacaklarını ve bu yöndeki adımlarını şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşacaklarını beyan ediyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2015 yılının Eylül ayında yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek hedefiyle 2030 yılında tamamlanan bir yol haritası olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA) kabul etti. “2030 Gündemi”nin temelinde arzuladığımız dünyayı açık bir şekilde tanımlayan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı bulunuyor. Küresel İlkeler Sözleşmesi; dünya çapındaki şirketlerin stratejilerini ve operasyonlarını 10 İlke’ye uyumlu hale getirmeleri için desteklerken, aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşılabilmesi için iş dünyasına liderlik ediyor.