Türkiye’nin yenilenebilir enerjide en fazla kurulu güç artışı yapan ülkelerden biri olduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, temiz enerji teknolojilerinin ulusal güvenlik meselesi olan askeri teknolojiler kadar önemli olduğunu vurguladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Uludağ Ekonomi Zirvesi‘ne video konferansla katılarak, yeni tip Covid-19 salgınının dünya piyasalarına etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bu dönemde büyümenin ve bununla birlikte çeşitli enerji kaynaklarının tüketiminin ve buna bağlı olarak emisyonların küçüldüğüne dikkat çeken Bakan Dönmez, gayri safi yurt içi hasılanın düşüşünün emisyon düşüşüne orantılandığında bir ton karbondioksit tüketimi azaltımı maliyetinin 1750 dolar olduğunu ifade etti.
Dönmez, su anda AB’nin karbon piyasasında karbonun bir tonunun 42 avro civarında olduğunu da sözlerine ekledi. Bakan Dönmez sözlerine şöyle devam etti: “Yani küçülme ekolüne göre karbon emisyonlarını düşürmenin bedeli normal yollarla yapmanın 40 misli bir bedele mal olmuş dünyada. Bu sırada 130 milyona yakın insan da orta gelirden yoksulluğa sürüklenmiş. Burada elbette yeşil büyüme önemli bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor.”
Artık sorunların küresel, çözümlerin ise yerel ve bölgesel olduğu yeni bir sistemin ortaya çıktığını vurgulayan Dönmez, bu durumun Covid-19 ile mücadeledeki aşı paylaşımında da görüldüğünü söyledi. Dönmez, yeni ekonomide görülen en önemli sinyallerin, pil savaşları, madencilik şirketlerinin rekabeti ve yapay zeka mücadelesi olduğunu da sözlerine ekledi.
Dönmez, şunları söyledi: “Hidrokarbon şirketleri gaz ve petrol şirketleri olmaya çalışırken, dijitalleşme yeni bir kabukla geliyor. Yeni dengeler oluşurken Türkiye, bunun neresinde yer alacak? Sanırım geçtiğimiz senelerdeki gelişmelerden sizler de anlamışsınızdır. Türkiye olarak kendi lityumumuzu üretmeye başladık. Yenilenebilir enerjide en fazla kurulu güç artışı yapan ülkelerden biriyiz. Bu alandaki teknolojinin gelişimi için YEKA adını verdiğimiz sistemi hayata geçirdik. Temiz enerji teknolojileri, ulusal güvenlik meselesi olan askeri teknolojiler kadar önemli. Enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi adına enerjinin bütün alanlarında birbirini tamamlayan bir politika yürütüyoruz.”
Dönmez, Türkiye’nin kendi gaz kaynaklarını bulduğunu ve ekonomiye kazandırdığını, madencilik alanında da kritik materyallere özel önem verildiğini dile getirdi.
Bakan Dönmez, enerji piyasasında hem arz hem de talep tarafının oyuna dahil olmasıyla daha rekabetçi bir ortam oluşturmaya çalıştıklarının da altını çizdi.
Dönmez şunları söyled: “Elektrik ve gaz, diğer klasik emtialar gibi günlük, aylık hatta yıllık periyotlarla alınıp satılan bir ürün olmaya başladı. Bunun için gerekli regülasyonlar yapıldı. Oyuncu sayısının katlanarak arttığı, çok daha fazla katılımcının yer aldığı bir piyasamız var.”
Dönmez, özel sektörün dahil olmasıyla finansman kanallarının da çeşitlenmeye başladığına işaret ederek, yerli sermaye desteğinin yanı sıra yabancı bankalar, bölgesel kalkınma fonları, yatırım bankaları, ajanslar, hibeler gibi pek çok yurt dışı kaynaklı finansman modelinin de yatırımcılar tarafından değerlendirildiğini söyledi. Dönmez, bu sayede enerji sektörüne son 19 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıldığını belirtti. Dönmez sözlerine şöyle devam etti: “Bizim doğrultumuz belli. Çünkü bizim bu oyunu nasıl okuduğumuzu da sözlerimizden ve eylemlerimizden takip edebilirsiniz. ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ diyerek sözlerime burada son vermek istiyorum.”