General Motors‘un (GM) risk sermayesi kolu olarak hizmet veren GM Ventures (GMV) yüzer deniz üstü (offshore) rüzgar teknolojisi geliştiricisi Wind Catching Systems’e (WCS) teknolojinin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesinin finanse edilmesine yardımcı olmak için yatırım yapıyor.
Norveç merkezli yüzer deniz üstü rüzgar teknolojisi geliştiricisi WCS, teknolojinin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesinin finanse edilmesine yardımcı olmak için GM Ventures tarafından yönetilen 10 milyon dolara A serisi bir yatırım sağladığını duyurdu. Yatırım turuna GMV’ın yanı sıra mevcut yatırımcılar Ferd AS ve North Energy ASA da katıldı. Yeni yatırımcılar arasında Havfonn A.Ş. aracılığıyla Bergesen ailesi yer alıyor.
Elektrik tedariki için daha sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir yol yaratmada kritik bir rol oynayacak olan bu yatırı, dünya çapında daha temiz, daha güvenilir ve esnek bir enerji geleceğini hızlandırmaya da yardımcı olacak. Ayrıca WCS ve GM, teknoloji geliştirme, proje yürütme, açık deniz rüzgar politikası ve sürdürülebilir teknoloji uygulamalarının ilerlemesini kapsayan iş birliği için stratejik anlaşma da imzaladı.
Halihazırda yüzer çoklu türbin teknolojisi geliştiren WCS, açık deniz rüzgar operatörlerinin ve geliştiricilerinin sübvansiyon olmaksızın diğer enerji kaynaklarıyla rekabet edebilecek bir maliyetle elektrik üretmelerini sağlamayı hedefliyor. Bununla beraber şirket açıklamasına göre WCS’nin oyun değiştiren rüzgar enerjisi ünitelerinin okyanus arazi kullanımını yüzde 80’den fazla azaltması, bakım maliyetini önemli ölçüde azaltması, kurulum ve bakımla ilgili sürdürülebilirlik sorunlarını çözmesi ve geleneksel açık deniz rüzgar çiftliklerine kıyasla üretim verimliliğini önemli ölçüde artırması bekleniyor.
Diğer yandan WCS teknolojisinin 50 yıllık bir yapısal tasarım ömrüne sahip olması, bakımının geleneksel yüzer açık deniz rüzgar çözümlerinden önemli ölçüde daha düşük olması, kurulum ve bakımdan kaynaklanan geri dönüşüm, deniz kaynakları ve CO2 emisyonları ile ilgili sürdürülebilirlik sorunlarını çözmeyi amaçlaması bekleniyor. Ayrıca bir rüzgar yakalama ünitesinin, beş geleneksel 15 MW açık deniz rüzgar türbini ile aynı yıllık üretime sahip olması öngörülüyor.