Fransız sismik veri uzmanı CGG ve Edinburgh Üniversitesi, tükenmiş gaz sahalarında yeraltında hidrojen depolama araştırması için kolları sıvadı.
Yenilenebilir enerji kaynakları (yeşil hidrojen) kullanılarak elektroliz ile üretilebilecek olan hidrojen; güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjinin kesintili doğasını hafifletmeye yardımcı olabilir. Buna alternatif olarak, gazdan (metan) da mavi hidrojen üretilebilir. (yeşil, gri ve mavi hidrojen için tıklayınız)
Günümüzde doğal gaz gibi geleneksel fosil yakıtların, enerji ve imalat ve evsel ısıtma dahil olmak üzere birçok endüstride hidrojen ile değiştirilmesi ilgi görüyor. Bununla beraber çok düşük bir enerji yoğunluğuna sahip olan hidrojenin metanın yerini alması için büyük hacimler gerekiyor. Bu da hidrojenin yeraltında depolanmasını gündeme getiriyor.
Buradan hareketle CGG ve Edinburgh Üniversitesi’ndeki GeoEnergy araştırma grubu, hidrojen depolaması için en uygun potansiyel alanları ve karbondioksit gibi alternatif tampon gazlarının hidrojenin operasyonel depolama ve geri kazanım maliyetlerini azaltmak için kullanılıp kullanılamayacağını belirlemek için yeraltı jeolojik rezervuarlarının heterojenliğini modelleyecek.
CGG’ye göre bu projenin değeri tükenmiş gaz alanlarında hidrojen depolamanın fizibilitesini ve operasyonel özelliklerini gösterme amacında yatıyor. Bu, düşük karbonlu hidrojen enerjisi depolamasını terawatt-saat ölçeğinde mümkün kılarak, aralıklı yenilenebilir elektriğin yeşil hidrojen üretimi ve kullanımı yoluyla 24 saat kesintisiz bir kaynak haline gelmesine izin verebilir.
Ayrıca CGC proje sonuçlarının, enerji endüstrisi ve düzenleyiciler için hayati önem taşıyacağını ve verimli hidrojen depolama alanı seçimi ve optimizasyon stratejileri hakkındaki kararları iyileştirmelerini sağlayacağının altını çiziyor.
CGG Enerji Geçişi ve Çevre Başkan Yardımcısı Dave Priestley şunları söyledi: “Bu önemli araştırma projesine katılımımız, CGG’nin yerbilimi uzmanlığından ve teknoloji liderliğinden yararlanacak ve enerji geçişini en iyi şekilde destekleyecek bilgi ve çözümleri geliştirmek için Edinburgh Üniversitesi gibi araştırma ortaklarıyla çalışmaya olan bağlılığımızı gösterecektir. Özellikle, hidrojenin net sıfır hedeflerini karşılamak için gereken gelecekteki enerji karışımında oynayabileceği rolü daha iyi anlamak için küresel çabayı desteklemek için yeraltı depolama değerlendirmesi, rezervuar modelleme, mühendislik, enstrümantasyon ve izleme konularında uzun süredir devam eden uzmanlığımızdan yararlanmaya istekliyiz. “