Çevreye ve insan sağlığına vereceği zarar ile tartışma konusu olan Adana’da inşası devam eden Hunutlu Termik Santrali’nin projesinde yapılan değişikliklerin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED)’nde yer almadığı öne sürüldü.
Adana’nın Yumurtalık ilçesinde inşaatı devam eden Hunutlu Termik Santrali’inin ÇED Raporuna aykırı ilerlediği belirtildi. Change.org’da #AdanayaTemizHava kampanyasını başlatan ve ulusal sivil toplum kuruluşları (STK) nın desteğini alan Doğu Akdeniz Çevre Platformu (DAÇE) tarafından yapılan açıklamada, santralin baca tasarımında değişiklik yapıldığı, yeni tasarımda bacanın soğutma kulesi içine alındığı ortaya kondu.
Termik santralin neden olacağı hava kirliliğini, kıyıya ve denize etkilerini öngörüp buna göre önlemler öneren bir belge olan ÇED raporunun santral projesinde yapılan en küçük değişiklikle bile geçersiz kaldığını dile getiren platform üyeleri, ÇED sürecinin yeniden başlaması gerektiğini dile getirdi.
Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Centre for Research on Energy and Clean Air / CREA) tarafından yapılan analizi kamuoyuyla paylaşan Doğu Akdeniz Çevre Platformu Sözcüsü Dr. Sadun Bölükbaşı, şunları söyledi: “Tesisle ilgili yapılan bir haberle Hunutlu Termik Santrali’nin bacasının soğutma kulesi içine alındığını öğrendik; Şirket bu değişiklikle hava kirletici emisyonların azaltıldığı ve Hunutlu’nun Türkiye’nin ‘ilk bacasız termik santrali olacağını’ iddia etse de çalışmalarımıza göre bu argüman geçerli değil. CREA’nın yaptığı çalışmaya göre yeni baca ile sağlık etkileri azalmıyor hatta bir miktar artış bile söz konusu. Ayrıca bacaların soğutma kulesinin içerisine alınması hava kirletici ikincil partikül maddelerin miktarını artırabilir ve hava kirletici emisyonlar çok daha geniş bir alana yayılabilir.”
Bölükbaşı sözlerini şöyle sürdürdü: “Onanan ÇED Raporu’nda böyle bir çalışma ve modelleme yer almadığı için hava kirliliğinin ne kadar alanı nasıl etkileyeceği ve ne gibi sağlık etkilerine neden olacağı bilinmiyor. Bu değişiklik nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruda bulunduk ve yeni bir ÇED raporu hazırlanana kadar santral inşaatının durdurulmasını talep ettik.”
Açıklamada ayrıca inşaat devam ederken santrale ait imar planlarının yeniden değiştirildiğibelirtildi. Plan değişikliğinde santralin su alma ve su deşarj yapılarının iptal edilmiş göründüğüne dikkat çeken Bölükbaşı, “Bu şartlar altında soğutmayı gerçekleştirebilmek için santralin nereden su temin edeceği belli değil. Termik santral gibi etkileri sadece bulunduğu yörede değil, çok daha geniş bir bölgede hava, su ve toprakta hissedilen bir tesisin, bu şekilde plansız ve kuralsız şekilde ilerlemesi endişe verici.” dedi.
Termik santral için daha önce yapılan imar planı revizyonlarının iptali için açılan davanın bilirkişi raporunu paylaşan Platform, bilirkişi raporunun; santralin imar planlarının İskenderun Körfezi Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ve Mersin-Adana Bölgesi Çevre Düzeni planlarına ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğunu ortaya çıkardığını, ÇED Raporu’nda koruma için belirtilen tedbirlerin ise gerçekçi ve mümkün olmadığını ortaya koyduğunu hatırlattı.
Açıklamaya göre, santralin inşaatı aynı zamanda Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (International Union for Conservation of Nature’s / IUCN) tarafından nesli “tehlike altında” olduğu belirlenen yeşil deniz kaplumbağasının yuvalama alanına tehdit oluşturduğu için Bern Sözleşmesi’ni ihlal ediyor. Ayrıca hem Çin hem Türkiye’nin imzacı olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 8d, 8k ve 14c maddelerine de aykırılık gösteriyor.