Hükümetlerin düşük karbonlu hidrojenin dünyanın net sıfır emisyona ulaşmasına yardımcı olma potansiyelini yerine getirmesini sağlamak için geniş bir yelpazede daha hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etmesi gerekiyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency / IEA), Küresel Hidrojen İncelemesi 2021’i (Global Hydrogen Review 2021) yayımladı. Rapor, temiz enerji geçişlerini desteklemek için hidrojen projelerine yatırımın arttığını ancak daha fazla büyümenin kilidini açmak için kararlı bir hükümet eyleminin kritik öneme sahip olacağını vurguluyor. Bu bağlamda rapor, hükümetlerin düşük karbonlu hidrojenin dünyanın net sıfır emisyona ulaşmasına yardımcı olma potansiyelini yerine getirmesini sağlamak için geniş bir yelpazede daha hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etmesi gerektiğini söylüyor.
Küresel Hidrojen İncelemesi; yalnızca araştırma, üretim ve altyapı yatırımlarını harekete geçirmenin ötesinde, kısa vadeli eylem için bir dizi tavsiyeyi de ortaya koyuyor. Bu bağlamda rapor, hükümetlerin kamu alımlarında karbon fiyatlandırması, yetkiler, kotalar ve hidrojen gereklilikleri yoluyla talebi canlandırabileceğini ve fiyat farklılıklarını azaltabileceğini vurguluyor.
17 hükümetin hidrojen stratejilerini yayınladığının belirtildiği IEA raporu; 20’den fazla hükümetin de stratejiler geliştirmek için çalıştıklarını kamuoyuna açıkladığını ve çok sayıda şirketin hidrojen iş fırsatlarından yararlanmaya çalıştığının altını çiziyor. Bununla beraber diğer endüstriyel kullanımlar geliştirilmekte olan düşük karbonlu hidrojenli çelik ve kimyasallar üretmek için pilot projeler de yürütülüyor. Hidrojen ile çalışan yakıt hücrelerinin maliyeti düşmeye devam ediyor ve yakıt hücreli araçların satışları artıyor.
Yeni raporu Japonya’nın ev sahipliğinde bugün düzenlenen Hidrojen Enerjisi Bakanları Toplantısı’nda sunan IEA İcra Direktörü Fatih Birol: “Hükümetler iklim ve enerji hedeflerini yerine getireceklerse, düşük karbonlu hidrojenin gelişimini desteklemek önemlidir” dedi. Birol sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha önce hidrojen ile yanlış başlangıçlar yaşadık, bu yüzden başarıyı hafife alamayız. Ancak bu sefer, hidrojeni ekonominin farklı sektörlerinde kullanım için daha temiz, daha uygun fiyatlı ve daha erişilebilir hale getirme konusunda heyecan verici bir ilerleme görüyoruz. Hükümetlerin, düşük karbonlu hidrojeni daha hızlı büyümeden alıkoyan engelleri azaltmak için hızlı adımlar atması gerekiyor; bu, dünyanın 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma şansına sahip olması için önemli olacak.”
Hafif, depolanabilir ve enerji yoğun olan ve yakıt olarak kullanılan hidrojen; doğrudan kirletici veya sera gazı emisyonu üretmiyor. Bununla beraber IEA’ya göre, düşük karbonlu hidrojenin yaygın kullanımının önündeki en büyük engel, onu üretmenin maliyeti. Bu da ya sudan üretmek için büyük miktarda elektrik ya da hidrojen, fosil yakıtlardan üretiliyorsa karbon yakalama teknolojilerinin kullanılmasını gerektiriyor. Bugün üretilen hidrojenin neredeyse tamamı, karbon tutması olmayan fosil yakıtlardan geliyor ve bu da Birleşik Krallık ve Endonezya’nın birleşik CO2 emisyonlarına eş değer 900 milyon tona yakın CO2 emisyonuna neden oluyor.
IEA’ya göre Düşük karbonlu hidrojen ile fosil yakıtlardan üretilen emisyon yoğun hidrojen arasındaki fiyat farkını kapatmak için yatırımlara ve odaklı politikalara ihtiyaç var. Doğal gaz ve yenilenebilir elektrik fiyatlarına bağlı olarak, yenilenebilir kaynaklardan hidrojen üretmek, karbon tutmadan doğal gazdan üretmekten 2 ila 7 kat daha pahalıya mal olabilir. Ancak teknolojik ilerlemeler ve ölçek ekonomileri ile birlikte IEA’nın 2050 yılına kadar Net Sıfıra Giden Yol Haritası‘nda belirtildiği gibi güneş PV elektriğiyle hidrojen üretmenin maliyeti, doğal gazla yapılan hidrojenle rekabet edebilir hale gelebilir.
IEA’ya göre şimdiye kadar düşük karbonlu hidrojen üretimine odaklanan politika eylemleri, yeni uygulamalarda talep oluşturmak için gerekli karşılık gelen adımlar sınırlı kalıyor. Bu hususta raporda hidrojenin sanayide ve ulaşımda daha fazla kullanılmasını sağlamanın gerekli depolama, iletim ve şarj tesislerinin inşasını teşvik etmek için çok daha güçlü politika önlemlerini gerektireceğinin altı çiziliyor.
IEA ilaveten standartlar ve düzenlemeler oluşturmak ve düşük karbonlu hidrojen üretme potansiyeli sınırlı olan ülkelerde talebi artırabilecek ve büyük yenilenebilir enerji kaynaklarına veya büyük CO2 depolama potansiyeline sahip ülkeler için ihracat fırsatları yaratabilecek küresel hidrojen pazarları oluşturmak için uluslararası iş birliğine ihtiyaç olduğunu vurguluyor.