Dünyanın ilk global enerji krizinin ortasında olduğunu vurgulayan Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency /IEA) Başkanı Fatih Birol, kısa sürede dünyanın içinden çıkmasını olası görmediği bu krizin, enerji dünyası için bir dönüm noktası olabileceğinin altını çizdi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), enerji güvenliği ve temiz enerjide son gelişmeleri düzenlediği “Enerji Güvenliği, Temiz Enerji & Finansmanın Rolü” başlıklı konferansta ele aldı. Konferansta konuşan Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency /IEA) Başkanı Fatih Birol, 24 Şubat 2022’nin küresel enerji krizinin başlangıcı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Şu anda, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan dünyanın ilk global enerji krizinin ortasındayız. Bu enerji krizinden kısa bir süre içinde dünyanın çıkması mümkün gözükmüyor. Bu enerji krizi gıda başta olmak üzere beraberinde başka krizleri de getiriyor. Bunun yanında bir de Ukrayna’da bir insanlık krizi yaşıyoruz.”
Ayrıca Birol, 1970’li yıllarda da petrol krizlerinin yaşandığını ancak o zamanki krizin sadece petrol krizi olduğunun altını çizdi. Birol şu bilgileri aktardı: “Şimdi hem petrol hem doğalgaz hem kömür hem elektrik bunların hepsinde ciddi olarak, sorunlarla karşı karşıyayız. O petrol krizine bakarsak, enflasyonda çok ciddi artış oldu. Şimdi onu yavaş yavaş yine görüyoruz. İkincisi; resesyon. Şimdi yavaş yavaş bence oraya doğru gidiyoruz. Ama 70’lerdeki petrol krizi sadece resesyon ve enflasyonun artışına neden olmadı; yeni enerji tasarrufu enerji güvenliği ön plana geldi. Bu bir tepkiydi ve bütün otomotiv sektörünü birdenbire değiştirdi. Ülkelerin petrol şoklarına karşı geliştirdiği ikinci tepki de nükleer sanayi oldu. Dünyanın şu anda kullandığı nükleer santrallerin yüzde 40’ı o tarihteki enerji krizine tepki olarak kurulan santrallerdir. Bunu şundan söylüyorum; şimdi krize tabi çok zor günler geçirdik ve bence çok daha zor günler geçireceğiz. Buna da beraberinde 70’lerdeki krizlere olan tepki gibi bir tepki gelecek onu da görüyorum. Buna da biz önderlik ediyoruz. Onun için ben, bu krizin enerji dünyası içinde bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyorum.”
Halihazırda Avrupa’daki ülkelerin kullanacakları stokların son derece düşük seviyede olduğunu vurgulayan Birol, IEA’nın bu sebeple hazırladığı ve bir yıl içinde Rus gazına olan bağımlılığını azaltacak 10 maddelik plana da değindi. Bu bağlamda Dr. Birol şu bilgileri paylaştı: “Bir ay önce Avrupa hükümetlerine yazdığımız yazıda, ülkelerin bir acil durumda gerçekleştirilecek gaz dağıtımı kısıtlama planı anlattık. Gaz sevkiyatını düzenli olarak kısıtlama programlarının hazırlanması gerekir. Bu arada bir yandan Avrupa doğal gazı Rusya’dan azaltmak için bu adımları atarken; Rusya da doğal gazın tamamını kesebilir. Böyle bir olasılık da bence masada duruyor.”
Diğer yandan bir diğer krizinin de iklim olduğunun altını çizen Birol şöyle konuştu: “Dünyada iklim krizine neden olan emisyonun yüzde 80’i enerji sektöründen geliyor. Bazı ülkelerde, bazı sektörlerde mevcut duruma refleks olarak ciddi bir dalga halinde fosil enerji yatırımlarının da gelebileceğini görüyoruz. Dolayısıyla enerji krizinde alacağımız kararlar, iklim kriziyle mücadelemizi daha da zor duruma sokmaması lazım. Enerji güvenliğini bir anlamda kontrol altına alalım derken, iklim krizini daha da kötü hale getirmemek gerekiyor.”
Ayrıca 2022 yılında ilk defa temiz enerji yatırımında yüzde 12’ye varan ciddi bir büyüme öngördüklerine de değinen Birol şu bilgileri aktardı: “Bunun yanında elektrikli arabalarla ilgili güzel haberler geliyor. 2019 yılında dünyada satılan her yüz arabadan 2 tanesi elektrikli arabaydı. Bu sene bizim beklentimiz her yüz arabadan 15’inin elektrikli araba olacağı şeklinde. Yani yüzde 2’den yüzde 15’e bir pay artışı.”
Konuşmasında son dönemde nükleer enerjiye yönelik bir geri dönüşün de olduğunu vurgulayan IEA Başkanı şunları söyledi: “Ukrayna işgalinden sonra nükleere olan ilginin çok ciddi olarak arttığını her yerde gözlemliyorum. Belçika, Almanya ve Japonya hükümetlerine nükleeri tekrardan gündeme almayı düşünmelerini önerdik. Çünkü şartlar onu gerektiriyor. Birincisi; enerji güvenliği, ikincisi, doğalgaz fiyatlarının artmış olması ki, doğalgaz fiyatlarında kısa bir dönem içerisinde aşağıya düşmesini beklemek son derece iyimser bir beklenti olacak. Üçüncüsü de dünyada yenilenebilir enerjinin payı giderek artacak. Yenilenebilir enerji arttığı zaman sistemlerde şebekelerde belli bir güvenlik sağlamak için nükleer gibi bir opsiyona ihtiyacınız var.
Dünya nükleer enerjide şimdiden geri dönüş yapıyor. İngiltere, ABD, Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi yeni enerji stratejilerinde nükleere aslan payı veren ülkeler. Bununla birlikte nükleerde inşa sürecini hızlandıran küçük modüler reaktör denilen yeni bir teknolojinin gelişimi sürüyor. Bunlar çok daha esnek, çok çabuk daha kısa zamanda inşa edilen ve hemen devreye alınabilen teknolojiler. Bunlar şu anda hala ticari değil, ama birçok bunun üzerine çalışıyor. Önümüzdeki beş altı yıl içinde 2030 öncesinde bunların ticari hale geleceğini düşünüyorum.”