Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (International Renewable Energy Agency /IRENA) gelecekteki hidrojen ticaretinin önemini ortaya koyan yeni raporuna göre 2050 yılına kadar toplam küresel hidrojen talebinin yaklaşık dörtte biri uluslararası ticaret yoluyla karşılanabilir.
IRENA geçtiğimiz günlerde Küresel Hidrojen Ticareti, 1,5°C İklim Hedefini Karşılayacak: 2050 ve İleriye Yönelik Ticaret Görünümü’nü (Global Hydrogen Trade to Meet the 1.5°C Climate Goal: Trade Outlook for 2050 and Way Forward ) yayımladı.
Pazar yaratma, altyapı ve düzenleme, belgelendirme, teknoloji, maliyet boşlukları ve finansman ile ilgili temel eylemleri ve kilometre taşlarını araştıran yeni rapora göre yeşil hidrojen ticareti; enerji ithalatını çeşitlendiren ve enerji güvenliğini artıran düşük maliyetli bir alternatif sağlayabilir.
Gelecekteki hidrojen ticaretinin önemini ortaya koyan 1,5°C iklim hedefini karşılamak için küresel hidrojen ticareti raporuna göre küresel hidrojen talebinin dörtte biri, boru hatları ve gemiler aracılığıyla uluslararası ticaretle karşılanabilir. Bununla beraber ticareti yapılan hidrojenin yaklaşık %70’i, nakliye sonrasında yeniden hidrojene dönüştürülmek yerine ham madde ve yakıt olarak kullanılır. IRENA’ya göre yenilenebilir kaynakların düşen maliyetleri ve küresel enerji talebini 20 kat aşan hidrojen potansiyeli ile 2050’de küresel hidrojenin dörtte üçü halen yerel olarak üretilecek ve kullanılacak.
IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera şunları söyledi: “Bol miktarda yenilenebilir kaynaklara erişim, hidrojen yarışını kazanmak için yeterli olmayacak. Aynı zamanda hidrojen ticaretini geliştirmek de gerekli. Hidrojen ticaretinin, endüstrinin karbondan arındırılmasından arzların çeşitlendirilmesine ve enerji güvenliğinin iyileştirilmesine kadar birçok fırsat sunduğu doğrudur. Enerji ithalatçıları geleceğin ihracatçıları olabilir.”
Ayrıca hükümetlerin ticari hedefleri gerçeğe dönüştürmek için önemli çabalar sarf etmesi gerektiğini vurgulayan La Camera şu bilgileri aktardı: “İnovasyon, politika desteği ve ölçeğin bir karışımı, gerekli maliyet düşüşünü sağlayabilir ve küresel bir hidrojen pazarı yaratabilir. Ticaret potansiyellerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği, büyük ölçüde ülkelerin politikalarına, yatırım önceliklerine ve kendi enerji sistemlerini karbondan arındırma yeteneğine bağlı olacaktır.”
Yeni raporlar, hidrojenin yarısının büyük ölçüde mevcut, yeniden tasarlanmış gaz boru hatları aracılığıyla ticaretinin yapıldığını, nakliye maliyetlerini önemli ölçüde azalttığını gösteriyor. Diğer yandan yeşil amonyak nakliyesi, büyük ölçüde kıtalar arası hidrojen ticaretinin diğer yarısının çoğunu oluşturacak.
IRENA’ya göre hidrojen giderek uluslararası ticareti yapılan bir meta haline geldiğinden, hidrojen sektörü artan miktarda yatırım çekecek. Bu bağlamda küresel talebi karşılamak, 2050 yılına kadar yaklaşık 4 trilyon ABD doları tutarında yatırım gerektiriyor. Bunun için de net sıfır hizalı finans araçlarının ihtiyaç duyulan yatırımı güçlendirmesi gerekecek.