Tüm dünyada 2020 yılında 260 GW’ın üstünde yenilenebilir enerji kapasitesinin eklendiğini belirten Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Direktörü Francesco La Camera, yenilenebilir enerji kaynaklarının bir kez daha ne kadar dayanıklı olduklarını ortaya koyduğunu söyledi.
IRENA Direktörü Francesco La Camera, geçtiğimiz günlerde Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) tarafından düzenlenen “Dünya’da Yeni Ekonomik Düzen, İklim Krizi ve Yenilenebilir Enerjinin Önemi” konulu Yenilenebilir Enerji Zirvesi’ne katıldı.
Son yıllarda mevcut elektrik sisteminin değişkenliğine şahit olunduğuna değinen IRENA Direktörü Francesco La Camera, merkezi sistemlerin ne kadar kırılgan olduğunun da gözlemlendiğini sözlerine ekledi. La Camera: “Bir kez daha yenilenebilir enerji kaynakları ne kadar dayanıklı olduklarını ortaya koydular. Kurulu kapasiteye baktığımızda 2020 yılında bütün dünyada 260 GW’ın üstünde yenilenebilir enerji kapasitesi eklendi. Bu durum; dünyada Covid’e rağmen yüzde 50’lik rekorunun kırılmasına anlamına geliyor. Eklenen bütün yeni elektrik kapasitesinin yüzde 80’i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor. 2020’de ki bütün net yenilenebilir ilavelerin yüzde 91’i rüzgar ve güneş enerjisinden sağlandı.”
Konuşmasında Türkiye’nin yenilenebilir enerji payını yüzde 50’nin üzerine çıkardığına değinen La Camera, 2030 için 10 GW güneş ve 16 GW rüzgar enerjisi ilavelerini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Türkiye’nin özellikle jeotermal alanında da hızla ilerlediğine dikkat çeken La Camera, son dönemdeki 1,5 GW’lık ilave ile Türkiye’nin dünyanın dördüncü en büyük jeotermal üreticisi haline geldiğini sözlerine ekledi.
Yenilenemeyen enerjinin kapasitesinde de düşüş gördüklerini dile getiren La Camera, 2020’de toplam fosil yakıt yatırımlarının 60 GW düzeyine düştüğünü söyledi. La Camera, yenilenebilir enerjinin maliyet bakımından son derece rekabetçi olmasının da buna katkı sağladığını sözlerine ekledi. La Camera sözlerini şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir enerji teknolojilerinin büyük bir çoğunluğu fosil yakıtlarla rekabete giriyor ve hatta bazı alanlarda onları geçiyor. 1,5 santigrat konusundaki ipcc özel raporuna göre 2050’de enerji emisyon düzeyinin sıfıra inmesi ve küresel sera gazı emisyonunun yüzde 45 oranında da 2030’a kadar azaltılması gerekiyor. Bu anlamda Türkiye’nin 2030 – 2050 hedefleri doğrultusundaki ulusal iklim planlarını memnuniyetle karşılıyoruz.”
La Camera, Türkiye’nin yakın dönemde duyurmuş olduğu yeşil dönüşüm yaklaşımını, IRENA olarak pandemi dönemimin başından beri desteklediklerini de sözlerine ekledi. La Camera: “Burada dönüşümün sistematik ve kapsayıcı olması kaçınılmazdır. Ancak böyle bir yaklaşımla faydaları azami düzeye çıkarabilir ve olumsuz etkileri en aza indirebiliriz. ”dedi.
Enerji dönüşümünde yatırımların artırılmasının küresel gayrisafi yurt içi hasılayı artıracağını, refaha katkı sağlayacağını ve 2050’ye kadar istihdamın da bu alanda artmasının altını çizdi. La Camera sözlerini şöyle sürdürdü: “Fosil yakıtların ürettiğinden üç kat daha fazla iş yaratılmasına da hizmet edecektir. Yenilebilir enerji sektöründe yaklaşık 11,5 milyon kişinin istihdam edildiğini düşünüyoruz. Bu küresel enerji istihdamının yüzde 20’sini teşkil ediyor. Covid sonrası dönemde dayanıklılığın, kalkınmanın sağlanması için yenilenebilir kaynaklara, enerji verimliliğine ve sistem esnekliğine 2 trilyon daha yatırım yapılması gerekmektedir. Gerçek dönüşümü sağlamak için küresel bir iş birliğine ihtiyacımız var. Türkiye dahil olmak üzere 46 ülke jeotermal enerji için ittifak yapıyor. Bunun amacı jeotermalin kullanımının artılması ve sera vb. gibi birçok alanda kullanılmasının sağlanmasıdır.”