Yerel enerji kaynağı kara rüzgârlarında Türkiye’nin de söz sahibi olabileceğini vurgulayan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, Türkiye’de yaklaşık 17 bin kişinin istihdam edildiği rüzgâr enerjisine desteğin gerektiğine dikkat çekiyor.
Geleceğin enerjisi olarak görülen rüzgâr, yeni enerji üretimleri arasında en ucuz kaynağı oluşturuyor. Özellikle karadan esen yerel kaynağın ekonomik buhranlarda bile sağladığı faydalar ülkelere her açıdan ciddi avantajlar sağlıyor. Öyle ki, kara rüzgarında önemli paya sahip olan Avrupa, 2050’ye kadar 750 GW kurulu kara rüzgârı enerjisi kapasitesine ulaşmayı hedefliyor. Avrupa’da rüzgâr enerjisinin yaklaşık 300 bin kişiye istihdam sağladığını ve rüzgâr santralleri yakınında yaşayanların yaklaşık yüzde 80’inin de rüzgâr enerjisini desteklediğini belirten Ülke Enerji’nin Genel Müdürü Ali Aydın’a göre, sahip olduğu 8,3 GW kurulu rüzgâr enerjisi kapasitesinin tamamını karadan alan Türkiye’nin, yerel enerji kaynağı rüzgârın sağladığı faydalara inanarak destek çıkması gerekiyor.
Sağladığı istihdam ile gelecekteki meslekler arasında kendine yer edinen rüzgâr enerjisi hem Türkiye’de hem de Avrupa’da önemli bir ekonomiye kaynak oluşturuyor. Rüzgârın enerjiye dönüşmesini sağlayan türbinlerin üretiminde, santrallerin işletilmesinde ve türbinlerin bakımlarında birçok kişi yer alırken; Avrupa’da 300 bin, Türkiye’de ise yaklaşık 17 bin kişi rüzgâr enerjisi alanında istihdam ediliyor. Avrupa’da rüzgârın ekonomiye 37 milyar Avro destek sağlayabildiğine dikkat çeken Aydın, üretiminin ucuz ve yerel olduğu, yarattığı ekonomik alan ile fark yaratan ve en çevreci enerji kaynağı olabilen rüzgâra Türkiye’de de desteğin giderek artmasının gerektiğini belirtiyor.
Rüzgâr enerjisi üzerindeki tanımlamaları sonuna kadar verebilen bir enerji olarak yoluna devam ediyor. Sera gazı yaymaması, çevresindeki habitat ve türler üzerindeki minimum etkisi, suyu kirletmemesi, kara rüzgârı enerjisinin çevreciliğini ortaya çıkardığını belirten Aydın, bir rüzgâr türbinin yüzde 85-90’ının geri dönüştürülebilir olduğunu aktarıyor. Rüzgâr türbinlerinin standart ömürlerinin 25 yıl olduğunu ve teknolojinin etkisiyle de daha az türbin ile daha fazla enerji çıktısının alınabildiğini ifade eden Aydın, rüzgâr enerjisi sektörünün gelirinin bir kısmını Ar-Ge’ye yatırdığını ve enerji kaynakları arasında en teknolojiye açık kaynak olduğunu dile getiriyor.
Türkiye’de özellikle mevcut yenilenebilir enerji santrallerine mali destek ve yeni projelere de kredi finansmanı sağlayan YEKDEM’e başvuruların aralık ayında son bulacağına dikkat çeken Aydın, türbin temininde yaşanan sıkıntıların yeni projelerin bitiş tarihini etkileyeceğini ve finansman için YEKDEM’e yetişememe durumlarının olduğunu belirtiyor. Rüzgâr yatırımlarındaki bu olumsuzluğun giderilmesi adına Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) rüzgâr enerjisi sektörü adına yetkili kurumlardan talep ettiği “mücbir sebep” kararına destek verdiklerini de belirten Aydın, ülkemizin temiz enerjisinin gerilememesi ve kara rüzgârında söz sahibi olabilmesi için buna ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi.