GWEC Küresel Açık Deniz Rüzgar Raporu 2023'ü yayımladı.
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (Global Wind Energy Council / GWEC) geçtiğimiz günlerde Küresel Açık Deniz Rüzgar Raporu 2023’ü (Global Offshore Wind Report 2023) yayımladı. Rapora göre 2022’de yeni kapasite için şimdiye kadarki en iyi ikinci yılını gerçekleştiren küresel açık deniz rüzgar endüstrisi, bu on yılda yeni pazarlarda hızlı genişlemeye hazırlanıyor.
GWEC’in yayınladığı Küresel Açık Deniz Rüzgar Raporu 2023’e göre küresel açık deniz rüzgar endüstrisi küresel şebekelere 8,8 GW’lık etkileyici bir temiz enerji kapasitesi ekledi. Küresel açık deniz rüzgarının bu on yılda yeni pazarlarda hızlı genişlemeye hazırlandığına dikkat çeken rapor; 2032 yılına kadar 380 GW’lık devasa bir açık deniz rüzgar santralinin inşa edileceğini ve bunun neredeyse yarısının Asya-Pasifik (APAC) bölgesinden geleceğini öngörüyor. Bununla beraber Çin dışındaki bölgede 180 GW’tan fazla kapasitenin tespit edildiğinin vurgulandığı rapora göre sadece Avustralya 50 GW’ın üzerinde kapasiteye sahip.
Ayrıca rapor, yetersiz politika çerçevelerinin ve çok çekingen yaklaşımların risklerine de dikkat çekiyor. Bu bağlamda GWEC, APAC için tahminini artırırken, izinler ve diğer nedenlerden kaynaklanan gecikmeler nedeniyle Avrupa ve Kuzey Amerika için kısa vadeli tahminini %17 oranında düşürdü. Bununla beraber tedarik zinciri darboğazları Çin dışındaki her bölge için risk oluştururken; düzenleme sorunları da yaşanıyor. Öte yandan GWEC’in uzun vadeli tahmini, 2028-2032 yılları arasında güçlü bir büyüme beklentisiyle umut veriyor.
GWEC CEO’su Ben Backwell rapora ilişkin şunları söyledi: “Açık deniz rüzgar sektörü, geçen yılın rekor rakamlarını güçlendirmek için etkileyici bir büyüme yılı daha sağladı. Bu rapor, bundan sonra her yıl rekor büyüme potansiyelinin bulunduğunu özetliyor. Bu, özellikle Asya-Pasifik bölgesinde dönüştürülmüş, temiz, güvenli bir enerji sistemi sağlayacak. Bununla birlikte, bu potansiyelin gerçekleştirilmesi için dünyadaki hükümetlerin ve sanayinin birlikte çalışması gerekirken, ticaret ve sanayi politikalarının yatırım ve büyüme sağlamak için ortaklık ve iş birliğine odaklanması gerekecek. Hükümetlerin ve endüstrinin, geleceğe yönelik pazarlar oluşturmak için sektörün tedarik zinciri, izin verme ve politika etrafında karşılaştığı zorluklarla yüzleşmesi gerekecek.”