2050 yılına kadar net sıfır karbon salınımına ulaşmasında öncü rol oynamayı taahhüt eden Rolls-Royce, bu yolculukta kendilerine yardımcı olacak verileri elde etmek için Microsoft Azure, Azure Databricks ve Power BI gibi sistemleri kullanmayı seçtiğini açıkladı.
Rolls-Royce, 2030 yılına kadar kendi faaliyetleri ve tesislerinden kaynaklanan emisyonları net sıfıra indirmeyi ve faaliyet gösterdiği sektörlerin 2050 yılına kadar net sıfır karbon salınımına ulaşmasında öncü rol oynamayı taahhüt etti. IntelligentEngine platformunda, kendi faaliyetlerini ve havacılık endüstrisindeki faaliyetlerini tamamen karbondan arındırmayı planlayan Rolls-Royce, bu yolculukta kendilerine yardımcı olacak verileri elde etmek için Microsoft Azure, Azure Databricks ve Power BI gibi sistemleri kullanmayı seçtiğini açıkladı.
Büyük öneme sahip olan “güce” 100 yılı aşkın süredir öncülük eden Rolls-Royce, önümüzdeki 100 yıl boyunca da bu süreci devam ettirmek için yeni çalışma şekillerine geçişi hızlandırdığını duyurdu.
“Rolls-Royce olarak 100 yıl daha var olmak istiyoruz ve bunu başarmak için hızla karbondan arınmamız gerekiyor. Karbon emisyonlarını azaltmanın en zor olduğu sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Bu konumumuz, dünya net sıfır karbonlu bir geleceği benimsemişken sektörlerdeki inovasyonumuzu daha önemli bir hâle getiriyor.”
Rolls-Royce Sürdürülebilirlik Başkanı Rachael Everard
Microsoft ile yapılan ortaklığın, Rolls-Royce’un 2050 yılına kadar net sıfır karbon salınımına ulaşma taahhüdünü yerine getirmesine yardımcı olacağı ifade edildi.
Microsoft ile yapılan çalışmada, Rolls-Royce motorlarının çalışma ortamının daha iyi bir şekilde gözlenebilmesi adına yüksek hacimli verilerin depolanması ve analizi sağlandı.
Rolls-Royce Teknoloji Başkanı Benjamin Wilkinson, büyük miktardaki verileri yönetme sorununu çözmek için Microsoft ile yapılan çalışmayla ilgili şunları söyledi: “İhtiyacımız olan veri büyüklüğü ve işlem gücünün, şirket alanında barındırılacak bir altyapıyla sağlanması mümkün değildi. Ancak Azure’u kullanmaya başladığımızdan itibaren, her seferinde tek bir simülasyon çalıştırabildiğimiz durumdan, eş zamanlı olarak en az 100 simülasyon çalıştırabildiğimiz bir noktaya geldik.”
Wilkinson sözlerine, şöyle devam etti: “Yeni içgörüler oluşturmak ve mühendislerimizin işlerini daha iyi yapmalarını desteklemek için yapay zekâ (AI), makine öğrenmesi (ML) ve gelişmiş analitik kullanıyoruz. Ayrıca, müşterilerimizin kullandığı yakıt azaltma gibi operasyon türlerini de optimize etmek için dijital içgörüleri kullanarak müşterilerimize de destek olabiliyoruz.”
Rolls-Royce her motorun münferit olarak ele alındığını belirtti. Üretilen her bir motorun nasıl geliştirildiğini, bakımının nasıl yapıldığını ve nasıl işletildiğini adım adım takip eden Rolls-Royce, Microsoft ile yaptığı bu çalışma yardımıyla, ayrı ayrı her motora özel çalıştırma ve bakım önerileri oluşturabildiğini gözler önüne seriyor.
Bu süreçte israfı minimuma indirmeyi hedefleyen Rolls-Royce, denetimler arasındaki süreyi kısaltarak, yüksek maliyetli bileşenlerin ömrünü uzatmayı hedefliyor. Rolls-Royce ayrıca bakım sırasında daha az malzeme ve enerji harcamayı da operasyonlarında ön plana çıkartıyor.
Microsoft iş birliği sayesinde müşterileri için daha az kesinti ve aksaklık sağlamayı hedefleyen Rolls-Royce, bunun yanı sıra karbon emisyonlarını nasıl azaltacakları konusunda müşterilerine tavsiyelerde de bulunuyor.
Ayrıca Rolls-Royce, müşterileri tarafından paylaşılan verilerin korunması konusunda da titizlikle hareket ediyor. İlgili veriler IntelligentEngine platformunda güvenli bir şekilde saklanıyor ve karşılıklı fayda sağlamak amacıyla, sadece müşteri izinleri alınarak kullanılıyor.
“Rolls-Royce’un daha sürdürülebilir motorlar geliştirmek için Microsoft Azure platformundan yararlandığını görmek bizleri mutlu ediyor. Rolls-Royce’un net sıfır karbon hedeflerine ulaşmasını desteklerken, daha fazla performans iyileştirmesi sağlamak için birlikte çalışmaya devam etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.”
Microsoft Azure Veri ve Yapay Zekâ (AI) Lideri David Hunter