İnsansız hava araçları (İHA), rüzgâr enerjisi sektörüne yön veriyor. Dronelar, koronavirüs salgını sürecinde başta rüzgâr türbinlerinin bakım ve onarımları olmak üzere rüzgâr enerjisi sektöründe büyük kolaylık sağladı.
Enerji sektörü, koronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadelesini sürdürüyor. Fosil yakıtlardan elde edilen enerji üretimi, düşüş gösterirken; gözlerin çevrildiği rüzgâr enerjisinde ise enerji üretimi teknolojinin yardımı ile devam ediyor.
Pandemi sürecinde özellikle rüzgâr türbinlerinin bakım ve onarımlarında devamlılığın sağlanmasının, kullanılan drone teknolojisi ile daha da kolay ve güvenli bir ortamda gerçekleştiğine dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, yaşanan küresel sağlık krizine karşılık rüzgâr enerjisi sektöründe verilen bakım ve onarım hizmetlerinde aksamalar yaşanmamasının arka planında kullanılan teknolojinin yattığını belirtiyor.
Enerji üretiminde süreklilik, çeşitli süreçlerin bir düzen içerisinde ilerlemesiyle gerçekleşiyor. Özellikle yükseklik ve zorlu hava şartlarında mücadelelerin gerçekleştiği rüzgâr türbinlerinin bakım ve onarımlarındaki devamlılık, kullanılan teknoloji ile paralel ilerlerken enerji üretimine doğrudan etki ediyor.
Küresel çapta yaşanan pandemi sürecinde de zorlu çalışma ortamlarında kullandıkları insansız hava araçları teknolojisinin faydalarını hem verdikleri hizmetlerde hem de rüzgar enerjisinin üretiminde gördüklerini vurgulayan Aydın, salgın sürecinde binlerce kanadın tek bir ara yüz üzerinden takip edilebildiği 3DX™ platformu sayesinde kanatlara dair pek çok tespitin ve önlemin en kısa sürede ve en etkili şekilde alındığını ve tamir ihtiyaçlarının da optimum zamanda belirlenerek ekonomik şekilde onarımının sağlanabildiğini söyledi.
Rüzgâr türbini kontrol ve denetim sistemlerinin pandemi sürecinde de operasyonel olarak işlevini taşıması gerekiyor. Bir rüzgâr türbinin duruş süresinin uzunluğu elde edilen enerji üretimine doğrudan etki ettiği için gerekli denetimlerin hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesi de önem arz ediyor. Rüzgâr türbini bakımına en verimli ve güvenilir yöntemi adapte ettiklerini belirten Aydın, drone teknolojisinden faydalandıkları 3DX™ inspection platformunun nasıl fayda yarattığını şu şekilde açıklıyor:
1. Verimlilik: Rüzgâr türbini, kanat bakım sürecinde öncelikle saha planlaması yapılarak otonom uçuş gerçekleştiriliyor, sonrasında toplanan veriler kanat uzmanları tarafından incelenerek raporlanıyor ve bulut sisteminde saklanıyor.
3DX™ inspection platformu, rüzgâr türbinine yönelik kapsamlı bir inspection işleminin bir saatte tamamlanmasını sağlıyor. Bu sayede türbin duruş süresi minimize edilerek maksimum enerji üretimine destek sağlanıyor. Ortalama 700 fotoğrafın elde edildiği sistemde bu sürede üç kanadın inspection işlemi yapılmış oluyor.
2. Güvenilirlik: Rüzgâr türbini kanatlarında altı farklı açıdan yüzde 100 tarama ile kör nokta bırakmayan bu yeni teknoloji, topladığı yüksek çözünürlüklü görsellerle en küçük hasarları bile algılıyor. Yapay zekâ desteği ve drone teknolojisinin bir araya geldiği platformda kanatlardaki hasarlar ile ilgili doğru, hızlı ve otonom bir değerlendirme oluşturan 3DX™, fark edilen kusurları da hasar öncelik durumuna göre sıralıyor. Böylece onarım aşamasına nereden başlanılması gerektiği ve hasarın derecesinin ne olduğuna dair türbin kanatları hakkında veri sağlayan platform, kıyaslama ve trend analizi için güvenilir bilgilerle dolu, aksiyon almaya uygun dataların olduğu bir veri tabanı oluşturuyor. Veri tabanının bulut servislerinde tutulması da verilerin güvenliğini ve hızlı ulaşılabilirliğini sağlıyor.