Biyoyakıt üretimi için ilk adımı atan SOCAR Türkiye, yeni ve farklı bir teknoloji ile deniz suyundaki mikro yosunlardan jet yakıtı üretecek.
SOCAR Türkiye, biyoyakıt pazarına öncülük edecek bir teknoloji geliştirerek deniz suyundaki mikro yosunlardan jet yakıtı üretimine başlıyor. Bu bağlamda SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon tarafından geliştirilen teknoloji ile deniz suyunda büyüyebilen mikro yosunlar biyoyakıta dönüştürülecek.
SOCAR Türkiye Ar-Ge’nin Technip Energies (T. EN) ile imzaladığı ortak geliştirme anlaşması kapsamında gerçekleştirilen proje ile deniz suyundaki mikro yosun biyokütlesini, hasatlama ve susuzlaştırma olmaksızın düşük sıcaklıklarda ve basınçlarda doğrudan ve sürekli olarak biyoyakıtlara ve biyokimyasallara dönüştürerek, düşük işletme maliyetine sahip öncü bir teknoloji geliştirmesi amaçlanıyor. Proje, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlarken, aynı zamanda endüstride yatırım operasyonlarının finansal maliyetlerine olumlu etki edecek bilimsel ve teknolojik yenilikleri kapsıyor.
Diğer yandan anlaşmanın bir parçası olarak iki şirket aynı zamanda bilgi birikimini bir araya getiriyor. Oluşturulan sinerji kapsamında SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon, PCMR (Plate Catalytic Membrane Reactor) teknolojisinin araştırma ve geliştirme kaynaklarını sağlıyor. Bununla beraber T. EN ise süreç ve mühendislik uzmanlığı ile katkıda bulunuyor. Ortak iş birliği anlaşması ile mikro yosunların yakıt üretimi için son işleme gönderilebilecek hidrokarbonlara doğrudan dönüştürülmesi için PCMR teknolojisinin geliştirilmesi ve optimizasyonunu sağlamak hedefleniyor.
Ayrıca iş birliği kapsamında SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon ve proje ortağı Technip Energies tarafından yapılan analizler sonucunda yıllık yaklaşık 40.000 ton sürdürülebilir havacılık yakıtı (Sustainable Aviation Fuel /SAF) üretimi hedefleniyor. SOCAR Türkiye’nin sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda hayata geçirilen proje ile sürdürülebilir havacılık yakıtı üretimi konusunda patentli ve lisanslı bir sürece sahip olunacak.
Çalışma, “Yeşil Mutabakat” ilkelerine uygun olarak endüstriyel karbon ayak izinin azaltılması, temiz çevre oluşumu ve endüstride yatırım operasyonlarının finansal maliyetlerine pozitif etki yapacak bilimsel ve teknolojik yenilikleri kapsıyor. Geliştirilen katalizörlerde yenilenebilir, toksik olmayan ve ucuz malzemelerin kullanılması ile sürdürülebilirliğe katkı sağlamakla birlikte emisyonların düşürülmesine yönelik küresel aksiyonlara bilimsel ve teknolojik alt yapıyı sağlayan yerli alternatif yollar üretiliyor.