Uluslararası Demiryolları Birliği (International Union of Railways /UIC) ve İngiltere Ekoloji ve Hidroloji Merkezi (UK Centre for Ecology & Hydrology /UKCEH) iş birliğinde Avrupa demiryolları boyunca biyoçeşitliliğin geliştirilmesi için yeni yönergeler yayınlandı.
UIC, Avrupa demiryolları boyunca biyoçeşitliliğin geliştirilmesi için UKCEH ile birlikte geliştirdiği yönergeleri yayınladı. Bu bağlamda UKCEH, dünyanın dört bir yanındaki demiryolu şirketlerini temsil eden profesyonel bir dernek olan UIC ile birlikte habitatları mevcut Avrupa ağına dahil etmek ve geliştirmek için teknik öneriler ve temel tasarım özellikleri ve yeni hat yükseltmeleri sağlamak için en iyi uygulama örneklerini sunarak birlikte çalıştı.
Günümüzde 39 ülkeden 118 üyeli şirketten oluşan UIC Avrupa bölgesi, toplam 350.000 kilometrelik demiryolu ağına sahip. Biyoçeşitlilik için Demiryolu Varlıklarını Yönetmek için yeni UIC İlkeleri; UIC’nin Avrupa demiryolu ağında biyolojik çeşitliliği korumak ve geliştirmek için ortak bir vizyon formüle etmek üzere üyeleri ve UKCEH ile birlikte çalıştığı REVERSE projesinin bir parçası olarak hazırlandı. Bununla beraber REVERSE projesi, Network Rail ve SNCF’nin yanı sıra Dünya Çapında Doğa Fonu (Worldwide Fund for Nature / WWF) dahil olmak üzere 20’den fazla Avrupa demiryolu şirketini içeriyor.
Bu bağlamda raporun baş yazarlarından UKCEH Biyoçeşitlilik Başkanı Prof.Richard Pywell şunları söyledi: “Demiryolu varlıklarını doğaya fayda sağlayacak şekilde yönetme konusunda mevcut en iyi bilgileri elde etmek için Avrupa’daki demiryolu şirketleriyle yakın çalıştık. Her varlık için biyoçeşitliliği korumak ve eski haline getirmek için en etkili önlemleri ve bu müdahalelerin sonuçlarının nasıl izleneceğini değerlendirdik.”
Diğer yandan raporun yazarlarından bağımsız danışman Prof. Jeff Ollerton ise şunları ekledi: ” Bu projede UIC ile birlikte çalışmak, Avrupa’nın demiryolu şirketleri tarafından yönetilen arazinin doğa için ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Bir sonraki adım, doğanın Avrupa ekonomisini ve halkının sağlığını ve refahını nasıl desteklediğini daha iyi anlamaktır.”
Bu süreçte yazarlar, geliştiricilere mümkün olan yerlerde mevcut yaşam alanlarını ve ekosistemleri koruma konusunda rehberlik eden, yaygın olarak benimsenen azaltma hiyerarşisi yaklaşımını kullandı.