Rystad Energy araştırmasına göre jeotermal ısıtmaya 7,4 milyar dolar harcayacak olan Avrupa’nın kapasitesinin 2030 yılına kadar 6,2 GWt’ye (gigawatt termal) ulaşması bekleniyor.
Rystad Energy araştırmasına göre, hükümetler pahalı gaz yakıtlı ısıtmaya uygun fiyatlı bir alternatif bulmak için çabalarken bir zamanlar sadece birkaç ülkenin hakim olduğu Avrupa jeotermal ısıtma pazarında önümüzdeki yıllarda büyüme bekleniyor. Öyle ki, Jeotermal kullanımının bugünün 3,9 gigawatt termal (GWt) değerinden 6,2 GWt’nin üzerine çıkarak %58 oranında artması bekleniyor. Bununla beraber artışın 7,4 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor.
Rystad’a göre jeotermal enerji, diğer enerji kaynaklarına kıyasla yüksek geliştirme maliyetleri ve yeraltı koşullarını ve sondaj başarı oranlarını çevreleyen riskler nedeniyle, yaygın olarak benimsenmesi bugüne kadar nispeten sınırlı kaldı.
Aynı zamanda Rystad, jeotermal ısıtmanın tarihsel olarak İzlanda, Fransa ve Macaristan tarafından yönetilen endüstri ile Avrupa’da uzun bir geçmişe sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bununla beraber 2010’dan beri Almanya ve Hollanda gibi birçok ülke de bu alanda varlık göstermeye başladı. Öyle ki, Rus gaz akışlarındaki ani düşüşün ışığında enerji güvensizliği nedeniyle çatışan Almanya, jeotermal projelere para akıtıyor ve 2030 yılına kadar 1,5 milyar dolardan fazla harcama yapması bekleniyor. Bununla beraber son 10 yılda, ülkedeki kurulu güç iki katına çıkarak 400 MWt oldu. Diğer yandan 2030 yılına kadar bu kapasitenin tekrar iki katına çıkarak 850 MWt’ye yaklaşması bekleniyor. Hollanda’nın ise 2030’a kadar 1 GWt kapasite eklemesi bekleniyor.
Diğer yandan Birleşik Krallık hükümetinin 2030 yılına kadar jeotermal ısıtmaya 470 milyon dolardan fazla harcama yapması bekleniyor. Bu kapsamda ülke, 2030 yılına kadar 100 MWt kapasitenin üzerine çıkacak.
Jeotermal, önümüzdeki yıllarda enerji güvenliği ve satın alınabilirliğinin ele alınmasında çok önemli bir rol oynayabilecek neredeyse sınırsız bir tutarlı enerji kaynağıdır. Avrupa ülkeleri güç karışımlarını karbondan arındırmaya ve jeopolitik gerilimler ışığında kış ayları için güvenli ısıtma kaynaklarını kovalamaya başladıkça, jeotermal projelere yapılan yatırımlar fırlayacak.
Rystad Energy Kıdemli Analist Daniel Holmedal
Diğer yandan ısıtma ağının genellikle jeotermal bölgesel ısıtma projeleri için en önemli maliyet bileşeni olduğuna değinen Rystad, yerel düzeyde kurulan bu ağların genellikle yerel makamlar tarafından finanse edildiğini veya inşa edildiğine dikkat çekiyor. Bu bağlamda şirket analizinde bu ağlardaki harcamaları hariç tuttuklarının altını çiziyor. Diğer yandan bu yok saymanın ardından sondaj maliyeti proje maliyetlerinin temel itici gücü olmaya devam ediyor.
Sondaj başarısının değişken olduğuna da dikkat çeken Rystad’a göre sondajın başarısı büyük ölçüde projenin konumuna ve endüstrinin o ülkedeki olgunluğuna bağlı. Örneğin, Almanya ve Macaristan’daki başarı oranları genellikle % 90’ı aşıyor ancak Hollanda’daki benzer oranlar % 70’e kadar düşüyor.