Doğu Akdeniz yetki alanları ile ilgili tavrın net şekilde ortaya koyulduğunu söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sakarya Gaz Sahası’nda ise toplamda yaklaşık 40 kuyunun daha açılacağının da altını çizdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Genel Kurulu’nda, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarından Sakarya Gaz Sahasına; TENMAK’ın kurulmasından Bor Karbür Üretim Tesisi’ne kadar birçok konuda bilgi paylaşımında bulundu.
Bakan Dönmez, konuşmasında doğal gazda arz güvenliği kapsamında yapılan çalışmalarla, Tuz Gölü ve Kuzey Marmara Doğal Gaz Depolama tesislerinin toplam depolama kapasitesinin 3,84 milyar metreküpe ulaştığını söyleyen Dönmez, günlük geri üretim kapasitesinin ise 45 milyon metreküp olduğunun altını çizdi.
Doğal gaz depolarına ilişkin yürütülen çalışmaların tamamlanması ile bu iki tesisin toplam depolama kapasitesinin 10 milyar metreküpe, günlük geri üretim kapasitesinin ise 155 milyon metreküpe ulaşacağını vurgulayan Dönmez, ulusal tüketimin yüzde 20’sini bu depolarda muhafaza etme imkanına ulaşılacağını da sözlerine ekledi.
Saros Körfezi’nde 3. Yüzer LNG Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Terminali (FSRU)’ni devreye alma çalışmalarının devam ettiğini belirten Bakan Dönmez, Ertuğrul Gazi FSRU gemisinin temin edildiğini, birkaç ay içerisinde de filoya katılacağını vurguladı. Dönmez konu ile ilgili şu bilgileri aktardı: “Kaynak ve güzergâh çeşitlendirmesi kapsamında TANAP ve Türk Akım projeleri devreye alınarak doğal gaz akışına başlanmıştır. Diğer taraftan, sismik araştırma gemilerimiz marifetiyle belirlenen lokasyonlarda Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimizle bugüne kadar toplam dokuz derin deniz sondajı yapılmış olup, bir derin deniz sondajına ise devam edilmektedir. Üçüncü sondaj gemimiz Kanuni’nin ise Filyos Limanı’nda kule montaj işlemleri tamamlanmış olup, 2021 yılının ilk aylarında Karadeniz’de sondaja başlayacaktır. Türkiye olarak, Doğu Akdeniz yetki alanları ile ilgili tavrımızı gerek açıklamalarımızla gerekse sahadaki faaliyetlerimizle net bir şekilde ortaya koyduk.”
Doğu Akdeniz havzasında uluslararası hukuk kaynaklı meşru haklarımızdan taviz verilmeden bu bölgeyle birlikte Karadeniz’de de arama ve sondaj faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu kararlı çalışmalarımızın bir neticesi olarak Ereğli’nin 175 km açığındaki Karadeniz’in Sakarya Havzası’nda; tarihimizdeki ve aynı zamanda bu yıl dünyada denizlerdeki en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirerek 20 Temmuz’da başlatılan Tuna-1 kuyusundaki sondajda 405 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfettik. Bu çalışmalar çerçevesinde toplamda yaklaşık 40 kuyu açacağız.”
Dönmez; enerji, maden, iyonlaştırıcı radyasyon, parçacık hızlandırıcıları ve nükleer teknoloji alanında ülkeye ve insanlığa hizmet etmek, Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak ve sürekli kılmak, inovasyon ihtiyacını karşılamak, yeni ürünlerin üretimini ve var olanların geliştirilmesini sağlamak, araştırmacılara bilimsel ortam temin etmek, kamu ve özel hukuk kişileri ile iş birliği yaparak bilimsel araştırmalar yapmak, bu araştırmaları koordine ve teşvik etmek, bilimsel, teknik ve idari çalışmaları yapmak amacıyla TAEK, BOREN ve NATEN’i tek çatı altında birleştirerek Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK)’nun kurulduğunu anımsattı.
Dönmez sözlerine şöyle devam etti: “TENMAK ile enerji ve tabii kaynaklar alanlarında Ar-Ge çalışmalarında kurumlar arası koordinasyon ve iş birlikteliği daha güçlü sağlanacak, yapılan Ar-Ge çalışmaları tek bir havuzda toplanarak emek ve maliyet en etkin şekilde yönetilecektir. Sahip olduğumuz endüstriyel ham maddeler, metalik madenler, enerji ham maddeleri ve jeotermal kaynak potansiyelinin ortaya konulup ekonomimize kazandırılması için arama ve üretim çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz genelinde yeraltı kaynaklarımızın tespit edilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar neticesinde kamu olarak 2019 yılında 1 milyon metrenin üzerinde, 2020 yılının ilk on ayında ise 770 bin metre sondaj yapılmıştır. Havadan jeofizik görüntüleme çalışması kapsamında 2019 ve 2020 yıllarında toplam 1 milyon kilometrenin üzerinde veri uçuşu gerçekleştirerek bütün ülke sathının maden röntgeni çekilmiş, jeofizik haritaları hazırlanmış ve detaylandırılmıştır.”
Yeraltı ve yerüstü zenginliklerin de dikkate alındığını belirten Dönmez, şunları söyledi: “Kritik ve stratejik madenlerin yurt içinde işlenmesini sağlayacak projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte madenlerimizi yurt dışına ham madde şeklinde değil de uç ürün ya da ileri teknoloji ürünler olarak ihraç edeceğiz. Bu model sayesinde istihdam artacak, sektörün ve ülkemizin büyümesi sağlanacak ve en önemlisi ise yüksek teknolojinin ülkemizde üretilmesi ile kullanılması olacaktır.”
Bu kapsamda 11 adet uç ürün üretim şartlı ihalenin gerçekleştirildiğini söylene Dönmez, bu model ile yeni ihalelerin yapılmasına devam edileceğini de sözlerine ekledi. Dönmez şunları söyledi: “Uç ürün üretme hedefi doğrultusunda, geçen yıl ekim ayında temelini attığımız Bor Karbür Üretim Tesisi, 2021 yılı sonunda devreye alınacak olup, bu tesisle birlikte katma değerli uç ürünlerden, ileri teknoloji ürünlere geçiş yapmış olacağız.”
Ayrıca bor madeninden rafine bor üretimi sırasında ortaya çıkan sıvı atığın içerisindeki lityumu geri kazanma üzerine üç yıldır yaptığımız Ar-Ge çalışmalarıyla geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak yeni bir üretim metodu geliştirilmiş ve pilot üretim tesisi tamamlanmıştır. Lityum özellikle elektrikli otomobiller başta olmak üzere mobil akıllı cihazlarda kullanılan batarya pillerin üretiminde son derece kritik bir ham madde. Türkiye yaklaşık yılda bin ton civarında bir ithalle karşı karşıya. Şu anda pilot üretim tesisimiz sadece 10 ton üretiyor ama pilot üretim tesisimizden öğreneceğimiz yeni bilgi ve bulgularla inşallah en kısa süre içerisinde kapasiteyi 600 tona çıkaracağız.”