Covid-19 pandemi sürecinde önemi artan elektrik sektörü, tarihindeki en büyük dönüşümden geçiyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın “Dönüşümdeki Elektrik Sistemleri” Raporu, elektrik sistemleri için değişken yenilenebilir elektriğin büyümesi, siber riskler ve aşırı hava olaylarından kaynaklanan değişen zorluklara nasıl yanıt verileceğine dair öneriler sunuyor.
Sağlık hizmetlerinden bankacılığa ve ulaşıma kadar bir dizi kritik hizmeti destekleyen elektrik, tüm modern ekonomilerin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerde nüfus ve ekonomik büyümeye bağlı olarak büyük bir talep artışı öngörülüyor. Tüm bunlar, elektrik güvenliğini enerji politikası gündemine her zamankinden daha yükseğe koyuyor. Hal böyle iken, güvenli elektrik arzı büyük önem taşıyor. Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency/IEA)’nın “Dönüşümdeki Elektrik Sistemleri” Raporu (Power Systems in Transition) gelecekte yeni bir sisteme yol açan elektrik sektöründe devam eden çoklu dönüşümleri araştırıyor. Raporda ilk defa elektrik güvenliğinin üç temel yönü: daha değişken yenilenebilir enerji kaynakları, siber riskler ve iklim etkileri ele alınıyor.
Günümüzde toplam nihai enerji tüketiminin yalnızca beşte birini oluştururan elektriğin payının hızla arttığının belirtildiği Rapor’da; Dünya toplam enerji talebinin yüzde 20’sini oluşturan elektriğin 2040’a kadar kadar ana enerji kaynağı olarak petrolü geçebileceği vurgulanıyor.
Temiz enerji geçişleri, dünya genelindeki elektrik sistemlerine önemli bir yapısal değişikliği de beraberinde getirecek. Değişken yenilenebilir enerji üretimi, geçtiğimiz on yılda arttı. Güneş PV ve rüzgâr, en ucuz elektrik kaynakları arasına girdikçe ve iklim değişikliği hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulundukça, eğilim devam edecek ve hatta hızlanacak. Değişken yenilenebilir enerjilerin toplam üretim içindeki ortalama yıllık payı ise 2040 yılına kadar yüzde 45’e ulaşacak.
Değişken yenilenebilir kaynaklarındaki hızlı büyüme, geleneksel yakıt güvenliği endişelerini hafifletmeye yardımcı olsa da güç sistemlerinde hızlı bir esneklik artışını da gerektirecek.
Oldukça önemli olan elektrik sistemlerine yönelik siber saldırı tehdidi de büyüyor. Siber saldırıların tam olarak önlenmesi mümkün olmasa da elektrik sistemleri, kritik altyapı işlemlerinin sürekliliğini korurken olaylara ve saldırılara dayanılması, uyum sağlanması ve bunlardan hızla kurtulunması için daha siber dirençli hale gelebilir. Rapora göre hükümetler, son derece kuralcı yaklaşımlardan çerçeve odaklı, performansa dayalı yaklaşımlara kadar bir dizi politika ve düzenleyici yaklaşım aracılığıyla siber direnci artırabilir.
Elektrik sistemlerinin iklim değişikliğine karşı direncinin artırılması da birçok faydayı beraberinde getirecek. Daha dirençli elektrik sistemleri, iklim etkilerinden kaynaklanan hasar ve kaybı azaltacağı gibi maliyetlerden daha fazla fayda sağlanmasında da etkili olacak. Dahası, iklime dirençli elektrik sistemlerinin konuşlandırılması, gelişmekte olan ülkelerin iklim tehlikelerinden kaynaklanan acil tehditleri ele almalarına ve güvenilir elektrik erişimi sağlamalarına yardımcı olacak. Aynı zamanda iklim direnci, temiz enerji geçişlerini kolaylaştırıp, daha fazla elektrifikasyon çözümü sağlayarak, genellikle değişen iklime duyarlı olan yenilenebilir enerji teknolojilerine geçişi hızlandıracak. Raporda elektrik güvenliği politikalarında iklime dayanıklılığa daha yüksek öncelik verilmesi gerektiğinin de altı çiziliyor.
Yukarıdaki üç alanın farklı güvenlik yanıtları gerektirdiğinin vurgulandığı raporda; aşağıda yer alan kapsayıcı ilkelerin de uygulanabilir olması gerektiği belirtiliyor.
Kurumsallaştırın: Açık sorumluluklar, teşvikler ve kurallar belirleyin;
Riskleri belirleyin: Düzenli sistem çapında risk analizleri yapın;
Riski yönetin ve azaltın: Elektrik tedarik zinciri genelinde hazırlığı iyileştirin;
İlerlemeyi izleyin: Deneyimleri takip edin, kaydedin ve paylaşın;
Müdahale edin ve kurtarın: Kesintiler veya saldırılarla başa çıkın ve çıkarılan dersleri kaydedin.
Raporda başarılı temiz enerji geçişlerine sahip olunmak isteniyorsa, elektrik güvenliğinin her zamankinden daha önemli olduğu vurgulanıyor. Bu bağlamda Dünya çapında halihazırda uygulanmakta olan en iyi uygulamaların ve yeniliklerin belirlenmesine ilaveten güvenliğin sağlanması, mevcut çerçevelerin oluşturulması ve metodolojilerin geliştirilmesi için hükümetlerden ve diğer paydaşlardan gelen yeni ve güncellenmiş yanıtların, elektrik sistemlerinde çok ihtiyaç duyulan değişiklikleri sağlayacağına dikkat çekiliyor.