Küresel Görünüm: Yenilikler ve Fırsatlar paneli TÜREK@home’un ev sahipliğinde WindEurope CEO’su Giles Dickson moderatörlüğünde gerçekleşti. Panele beş büyük Avrupa türbin üreticisi Nordex Group, Siemens Gamesa, GE, Vestas ve Enercon’un temsilcileri katıldı.
Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından düzenlenen “TÜREK@home”un ikinci bölümü 27 Ocak’ta dijital ortamda gerçekleşti. TÜREK@home’un “Küresel Görünüm: Yenilikler ve Fırsatlar” konulu paneli WindEurope CEO’su Giles Dickson moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelde Nordex Group, Siemens Gamesa, GE, Vestas ve Enercon temsilcileri, Türkiye pazarı ile ilgili izlenimlerini de paylaşma fırsatı buldu.
İşlerinin yüzde 50’ sini Avrupa’da gerçekleştirdiklerini söyleyen Nordex Acciona Windpower CEO’su Jose Luis Blanco Dieguez Türkiye’nin de bu pazarlardan biri olduğunun altını çizdi. Dieguez, “Türkiye, bizim için önemli pazarlar arasında bulunuyor. ABD, Avustralya Güney Afrika da geri kalan yüzde 50’yi teşkil ediyor. Türkiye, bizim küresel ayak izimizde çok önemli bir yer taşıyor. Hem yerel hem de küresel olarak müşterilerimize hizmet ediyoruz.”dedi. Türkiye’nin Nordex kilit pazarlarından biri olduğunu söyleyen Dieguez,2017’den beri Türkiye pazarına hizmet ettiklerini söyledi. Kurulu kapasitede 2 GW’a kadar gelindiğini söyleyen Dieguez, Türkiye’nin önünde bir fırsatın olduğunu da sözlerine ekledi. Dieguez, Türkiye’nin doğru politikalar ile daha da büyüme fırsatının olduğunun altını çizdi.
Siemens Gamesa Renewable Energy Onshore CEO’su Lars Bondo Krogsgaard, Türkiye pazarına bakıldığında projelerin burada yapılabilirliğinin önemli olduğunu vurguladı. Krogsgaard şöyle konuştu: “Aynı zamanda projelerin Türkiye’de özellikle finansman, banka açısından uygun olması da çok önemli. Dolayısıyla izinler bir başka konu. Özellikle izin süreci yani bu türden uzun süreli bir destek olması lazım diye düşünüyorum. Hepsinin bir arada düşünülmesi önemli.”
Krogsgaard, Türkiye’nin yalnızca ne yapıp, söylediği ile değil ne yaptığı açısından da değerlendirilmesinin gerektiğinin altını çizdi. Krogsgaard konuyu şu şekilde izah etti: “Türkiye’nin, yalnızca ne yapıp söylediğine değil rüzgâr sektöründe özellikle başarıyı değerlendirilirken neler inşa ettiğine de fiilen bakmak lazım. Yani bakıldığında yerlileşme oranı çok önemli ama hükümetlerin bir noktada gerçekçi olması lazım diye düşünüyorum. Biz bunu geçmişte çok güzel yaşadık; süreçler, çok güzel bir şekilde yürüdü. Ama bakıldığında bu vizyon ile hareket etmek çok önemli. Türkiye’de yine rüzgâr enerjisi anlamında mevzuatın da sayesinde çok daha etkili şekilde yapılar gerçekleşti. Mümkün olduğunca bunların o istediğimiz büyümeyi destekler nitelikte olmasını sağlamak çok önemli.”
Türkiye’nin bölgesindeki ilk uygulayıcılardan biri olduğunu söyleyen GE Yenilenebilir Enerji Karasal Rüzgâr Türbini Grubu Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye (MENAT) Başkanı ve CEO’su Dr. Manar Al Moneef, düzenleyici sistemin çok belirgin olduğunun altını çizdi. Al Moneef şunları söyledi: “Türkiye bizim için çok önemli bir pazar. Bu pazarda aslında başarılı olduğunu da gösterdi. Özellikle yerelleşme bu pazarda çok başarılı bir şekilde gerçekleşti. Doğru beceriler var ve sistem doğru. Özellikle de lokalize olabilmemiz için doğru bir noktamız var. GE’nin şu anda 1.5 GW’lık bir kapasitesi var. 1 GW’lık bir kapasiteyi de şu anda kurmaktayız. 2021 sonuna kadar tamamlanacak. Pazar bize göre çok güçlü. Bizler de bu pazara çok inanıyoruz.”
Türkiye’nin sektörde hep çok aktif bir pazar olduğunu dile getiren Vestas MENA, MED, LATAM, MENA Başkanı Javier Rodriguez Diez, halihazırda konulmuş olan hedeflerin kendilerini memnun ettiğini söyledi. Rodriguez: “Vestas 23 yıl önce Türkiye’deki yolculuğuna başladı. Artık yaklaşık 3GW’a yakın bir kapasitemiz var ve hepimiz özellikle yerel tedarik zincirlerini desteklemeye çalışıyoruz. Bugün rüzgâr türbinlerinin ana komponentleri; kanadı, kulesi, jeneratörleri sadece Türkiye’de kullanılmıyor. Aynı zamanda çok rekabetçi yerlere ihraç ediliyor. Bu alanda tedarik zincirine katkıda bulunduğu için Türkiye,’nin kendisiyle çok gurur duyması gerekiyor.” dedi.
Türkiye pazarının kendini kanıtladığını söyleyen Rodriguez, şunları söyledi: ” Türkiye’de yaptıklarımızda gurur duyuyoruz, pazarın geleceği konusunda çok da iyimseriz. Ama o kadar dünya çapında örneklerimiz var ki, iyi örnekleri alıp kopyalamak iyidir diye düşünüyorum. Ben Türkiye’deki sistem tamamen değişsin demiyorum ama iyileştirilmesi gereken yerlere bakılabilir. Türkiye bağlamında en kilit unsurlardan biri bu diye düşünüyorum.”
Türkiye’deki projelere daha açık olduklarını söyleyen Enercon İş Geliştirme Başkanı Dr. Marcus Orlowski,Türkiye’deki ilk projelerini 1997 yılında gerçekleştirdiklerini söyledi. Orlowski sözlerine şöyle devam etti: “Çok yoğun bir şekilde YEKA-2 projeleri üzerinde de çalışıyoruz. Türkiye, Enercon için çok önemli bir pazar olmasının yanı sıra bir üretim ve kaynak merkezi. Son yıllarda sürekli olarak ürün portföyümüzü geliştirdik. Türkiye’den kaynak alma imkanlarını da değerlendiriyoruz.”