Kurulumu biten ‘RÜZGEM Büyük Rüzgâr Tüneli (BRT)’nin 2020 yılı bitmeden açılışının yapılması planlanıyor. Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) ve European Academy of Wind Energy (EAWE) üyesi olan ODTÜ RÜZGEM’in Kurucu Başkanı ve Müdürü Prof.Dr. Oğuz Uzol, MC2 Haber’in sorularını yanıtladı.
Rüzgâr türbinleri aracılığı ile rüzgârdan elektrik enerjisi üretme fikri 19.yy sonlarından itibaren konuşulmaya başlanmıştı. Bu konuda Nikola Tesla’nın 1902 yılında Philadelphia North American Gazetesi’ne yazdığı bir makale de mevcuttur. Buna rağmen rüzgâr türbin teknolojileri ancak 90’lı yılların sonu 2000’li yılların başından itibaren yeteri kadar olgunlaşarak ticari olarak geniş kapsamda uygulanabilecek sistemler hâline dönüşmüştü. Rüzgâr türbinleri kullanılarak elektrik üretilmesi ve elektrik şebekesine entegre edilebilmesi ile ilgili yenilenebilir enerji mevzuatlarının da dünya genelinde çeşitli ülkelerde çıkarılmaya başlanması ile bu teknoloji bütün dünya genelinde yaygınlaşmıştır. 2018 yılında “Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birligi (WindEurope) tarafından yayınlanan rapora göre rüzgâr enerjisinden elektrik üretim kapasitesi Avrupa’da doğal gazdan hemen sonra ikinci sıraya yerleşmiştir. Böylece artık rüzgâr enerjisi sektörü niş bir pazar olmaktan çıkıp ana akım enerji üretim yöntemine dönüşmüştür. Rüzgâr ve güneş enerjisi diğer yenilenebilir kaynaklara göre daha hızlı yaygınlaşmakta ve ticari olarak büyük santrallarda sıklıkla kullanılmaktadır. Rüzgâr ve güneş enerjisinin önümüzdeki yıllarda, dünya genelinde koyulan hedefler de düşünüldüğünde, çok daha fazla yaygınlaşması ve teknolojinin de gelişmesi ile daha da fazla ucuzlaması beklenmektedir.
Türkiye 2000’li yılların başından itibaren rüzgâr enerjisinin kullanımı konusunda önemli girişimlerde bulunmaya başlamış olup, gerekli mevzuatları çıkarmıştır. Bugün itibarı ile Türkiye’de yaklaşık 8000 megawatt kapasiteye sahip rüzgâr santrali kurulu olup bu toplam elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde dokuzunu oluşturmaktadır. 2019 yılında üretilen toplam elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde yedisini rüzgâr santrallarından gelmiştir. Rüzgâr potansiyeli açısından iyi bir konumda olan ülkemiz devam eden yatırımlar sayesinde bu kaynaktan daha da fazla yararlanır hâle gelecektir. Burada önemli bir konu rüzgâr türbinlerinin de yerli teknoloji ile geliştirilmesi ve bir yerli türbin markasının oluşturulabilmesidir. Mevcut santrallarde kullanılan türbinlerin tamamı yurt dışı menşeilidir. Yapılan yatırımların önemli bir kısmının türbin üreticilerine gittiği düşünüldüğünde bu konudaki cari açığı azaltmak adına bu yönde girişimler yapılmasının ve desteklenmesinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Oldukça rekabetçi bir pazar olan dünya rüzgâr türbin pazarına yüksek teknolojili bir ürünle girip diğer markalarla rekabet edebilmek kolay değildir. Ancak bu yönde girişimler yapılması ve desteklenmesi önemlidir.
RÜZGEM, Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) ve European Academy of Wind Energy (EAWE) üyesidir. TÜREB’in organize ettiği çeşitli konferanslara zaman zaman bilimsel destek vererek, yuvarlak masa toplantıları düzenleyerek katılıyoruz. EAWE, Avrupa’da rüzgâr enerjisi teknolojileri konusunda bilimsel araştırmalar yapan en önemli üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin üyesi olduğu, kâr amacı gütmeyen, koordinasyon yapan, çeşitli bilimsel etkinlikler düzenleyen ve Wind Energy Science Journal adı altında bir bilimsel dergi yayınlayan bir sivil toplum kuruluşudur. 2013’ten bu yana üyesi olduğumuz EAWE ile olan ilişkilerimiz daha çok rüzgâr enerjisi ve rüzgâr türbin teknolojileri ile ilgili çeşitli ortak projeler ve konferans organizasyonları çerçevesinde olmaktadır. Rüzgâr türbin kanat tasarımında en önemli süreçlerden biri olan rüzgâr tüneli testleri konusunda, yapılan testlerden daha güvenilir veri toplanmasını ve veri kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar yapılabilmesi amacı ile bizim önerimizle 2019 yılında EAWE bünyesinde bir Rüzgâr Tüneli Test Komitesi (Wind Tunnel Testing Committee) kurulmuştur. 2021 yılında Leibniz University Hannover’de yapılacak olan ve EAWE tarafından organize edilen, dünyadaki en önemli rüzgâr enerjisi konferanslarından biri olan Wind Energy Science Conference (WESC 2021)’ta da bu komitenin bir etkinliği olarak yine bizim önerimiz üzerine ve benim başkanlığını yaptığım “Challenges in Wind Tunnel Testing in Wind Energy Research” isimli bir mini-sempozyum da organize ediyoruz.
Rüzgâr türbinlerindeki en kritik bileşenlerden biri rüzgâr türbin kanatlarıdır. Kanat aerodinamik tasarımında kullanılan en önemli aşamalardan biri de rüzgâr tünellerinde yapılması gereken kanat profil testleridir. Bu tip endüstriyel testlerin, kanat profilleri üzerinde gerçek koşulların simüle edilebilmesi amacı ile RÜZGEM-BRT tarzı büyük tünellerde yapılması gerekmektedir. Ayrıca, rüzgâr enerjisi sektörüne ek olarak ülkemizde birçok farklı sektörde de rüzgâr tüneli testlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bunların başında savunma sanayi, inşaat ve mimarlık sektörü ile otomotiv sektörleri gelmektedir. RÜZGEM-BRT bu sektörlere de hizmet edebilecek şekilde modüler olarak tasarlanmıştır. Bu sektörlerin ihtiyaç duyabileceği çeşitli uçak/helikopter model testleri, yüksek bina, asma köprü modellerinin testleri ve otomotiv kapsamındaki bazı testler bu tünelde yapılabilecektir.
RÜZGEM BRT, modüler yani yer değiştirebilen test kesitleri olan ve bu sayede havacılıktan inşaata rüzgâr enerjisinden otomotiv sektörüne kadar farklı sektörlere hizmet verebilecek bir tüneldir. Dolayısı ile test ve uygulama alanlarının genişliği açısından BRT, ART’yi tamamlayıcı özellikte bir tüneldir. Bütün bu sektörlerdeki ihtiyaç düşünüldüğünde bu tünellerin bir noktada ihtiyaca cevap veremeyecek doluluğa ulaşacağını da düşünüyorum. BRT modern modüler tasarımı, ölçüm sistemleri altyapısı ve RÜZGEM’deki aerodinamik ölçümler konusundaki uzman ekibi ile dünya standartlarında bir rüzgâr tünelidir.
BRT birçok farklı sektöre hizmet ettiği için çok farklı konularda rüzgâr testi talebi almaktayız. Bu talepler hem rüzgâr enerjisi sektöründeki yerli ve yabancı firmalardan hem de savunma sanayii, inşaat ve otomotiv sektöründeki firmalardan gelmektedir. Hatta Avrupa’daki bazı üniversitelerden gelen test talepleri de vardır. BRT’nin, bu aşamada ODTÜ’deki diğer birçok altyapı ve laboratuvar gibi ODTÜ Döner Sermayesi üzerinden işletilmesi planlanmaktadır.
BRT’nin kurulumu bitmiş, ilk çalıştırılması 23 Temmuz 2020’de yapılmıştır. Bugünlerde BRT’nin içerisindeki rüzgâr akışının özelliklerini belirlemeye yönelik karakterizasyon testlerini yapmaktayız. Bir yandan da gelen çeşitli test talepleri kapsamında firmalarla ile görüşmelerimiz devam etmektedir. 2020 yılı içerisinde açılışı yapılması planlanmaktadır. BRT’deki hava akışı, her biri 400 kW gücünde altı adet elektrik motoru ile sürülen eksenel fan ile sağlanmaktadır. Dolayısı ile toplam fan gücü 2,4 Megawatt’tır. Enerji tüketimi de yapılacak çeşitli testler kapsamında ne kadar süre ile hangi rüzgâr hızlarında test yapılacağına göre değişmektedir.